Gönderi

Puhahahah Cemre Demirel'in hocası bu adam gerçekten
Öte yandan Vera benden kıskanıyor küçük prensesi. Amma karıştırdım işleri! Bir kadın erkeğini elinden almaya çalışan kadına neler yapmaz! Hatırlıyorum, başka bir kadını sevdiğim için aşık olmuştu bana bir kadın. Kadın aklından çelişkili bir şey yoktur. Bir şeye inandırmak olanaksızdır kadınları. Kendi kendilerini inandıracak duruma getirmelisiniz onları. Ön yargılarını yok etme yöntemleri de çok ilginçtir. Onların diyalektiklerini anlayabilmek için kafanızdakileri ve okulda öğrendiğiniz tüm mantık yasalarını alt üst etmelisiniz. Sözgelimi, bir örnek: Bu adam beni seviyor, ama ben evliyim: Dolayısıyla sevmemeliyim onu. Kadın yöntemi: Onu sevmemem gerekiyor, çünkü evliyim, ama o seviyor beni, dolayısıyla... Önemli birkaç nokta vardır burada, çünkü mantığın söyleyebileceği bir şey söz konusu değildir artık. Daha çok dil, gözler, daha sonra da, varsa, kalp konuşur. Peki bu notlarım günün birinde bir kadının eline geçerse ne olacak? Nefretle haykıracaktır: "Hepsi iftira!" Şairler şiirler yazmaya, kadınlar da onların yazdıkları şiirleri okumaya başladıkları günden beri (bunun için yürekten minnettar olmalıyız kadınlara) evet, o günden bu yana kaç kez onların melek oldukları söylenmiştir şiirlerde ve onlar saflıklarından, (aynı şairlerin para için Neron'u yarı tanrı diye yücelttiklerini unutup) kaç kez inanmışlardır bu övgülere... Benim gibi, dünyadan onlardan başka bir şeyi sevemeyen, her şeyini, huzurunu, gururunu, hayatını... onlar için gözden çıkaran birinin kadınlardan böyle kötü söz etmesi gerekmezdi. Ama doğrudur, hiç öfkelenmeden, bunu bir gurur sorunu yapmadan, altında nelerin olduğunu yalnızca deneyimli bir bakışın görebildiği o büyülü örtüyü çekip almak istiyorum üzerlerinden. Hayır, onlar için söylediğim her şey Soğuk gözlemleri olan bir aklın Acılar çekmiş bir kalbin bildiklerinin. (Yevgeni Onegin, Puşkin) bir sonucudur. Kadınlar, bütün erkeklerin onları benim tanıdığım kadar tanımalarını istemek zorundadırlar. Çünkü onlardan korkmamaya başladığımdan, onların küçük zayıflıklarını öğrendiğimden bu yana yüz kat daha çok seviyorum onları. Şimdi aklıma geldi: Geçenlerde Werner kadınları Tasso'nun Kurtarılan Kudüs'ündeki büyülü ormana benzetmişti. "İçine girdiğin anda," demişti, "her yandan öylesine korkular saldırır ki üzerine, Tanrı korusun... Görev, gurur, kibarlık... Ancak bakmamalısın bunların hiçbirine, dosdoğru yürümelisin. O zaman canavarlar yavaş yavaş kaybolurlar; her yanında yeşil mersin ağaçları olan dümdüz, aydınlık bir çayıra çıkarsın. Ama ormana girdiğin ilk adımda ürperir de geri dönersen sonun felaket olur!"
Sayfa 179 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.