Ayrıştırmaya sebebiyet verecek her türlü tanımlamalar, -izm'lerin sığ kalıpları içine hapsedilmiş her türlü fikir, düşünce ve eylem insanın kendi kendini içine hapsettiği labirentlerdir. Milyonlarca insan aynı ülkenin evlatlarıyız. Farklı farklı düşünce, inanç ve yaşam biçimlerine sahibiz. Odak noktamız tarihimizin sürekliliğinin bilinci ile yarınlara dair huzuru ve gelişimi artıracak bireylerden müteşekkil uyumlu ve karşılıklı saygıya dayalı bir toplum olabilme gücümüzü her zaman korumak olmalı. Atatürk'ün gösterdiği yol dünyevidir ve sürekli inanç ile yargılama ve eleştirme gayreti farklı paradigmaları beyhude aynılaştırma çabasıdır. Konu ne olursa olsun; içinde art niyet, aşağılama, sloganlaştırılmış düşünce tembelliği olmadığı müddetçe her şey tartışılabilir. Ham zihinlerden değil, saygı esaslı birbirine yaklaşan zihinlerin çarpışmalarından sinerjik bir gelişme türeyebilir.