Gönderi

Her satır hakikat her satır ispat
din adamı dedirtenlerin kafasında yeni cemiyetin düzeni- ne dair hiçbir fikir yoktu. İslâm adalet istiyor, ama adalet nasıl bir düzen içinde sağlanır? İslâm eşitlik dinidir, lakin eşitlik hangi rejimin eseri olabilir? Bu meselelerin hiçbiri hocanın kafasında yer almamıştı. Bu sebepten, yeni devrin eskiyi temelden yıkan Garpcılığı, serbestçe ve şiddetle haya- ta hâkim oldu. Mektepten din kültürü kovuldu. Eskilerin frenk dili öğrenimini küfür diye adlandırmalarına karşılık yeniler Arapça ile Farsça derslerini okullardan kaldırdılar. Arkasından milli tarih ve millet dili müthiş bir şamar yedi. Bütün bu olaylar karşısında insanı düşündürecek felsefe kültürü ise okullarda şöyle bir inkılâp geçirdi: Önce metafi- ziğin Allah bahsi lise programlarından çıkarıldı, sonra Allah'a götürülüyor diye ruh bahsi de atıldı. Daha sonra varlık üze- rinde düşündürdüğü için bütün metafizik bahisleri lise fel- sefe programlarından çıkarıldı. İnsanı tanıtan ahlâk bahsi ise felsefe programlarının ufak bir köşesine sıkıştırıldı. İlk, orta ve yüksek öğrenimde pozitivist görüşün hâkim olduğu otuzbeş yılın sonunda lise programlarında yapılan yeni bir değişme ile psikoloji dersi, laboratuvar deneylerinden ibaret bir teknik bilgisi haline getirilerek ruh kültürü okuldan büs- bütün kovuldu. Dil Kurumu'nun gayretleri ile güdükleştirilip bir ilkel cemiyet dili haline getirilen yeni dil, milli edebiyat kültürünü yüzyıllarca geri götürücü darbeyi indirdi. Böylece Türk kültürü en az bin yıllık bir binanın enkazı haline getiril- diği anda fabrika bacasının zafer teraneleri bütün gönülleri teknik öğretime çekti. Yurtta fabrikaların peşi sıra yüksek teknik okullar açılıyor ve liselerin fen sınıfları edebiyat sınıf- larını her yıl biraz daha daraltıyorlar. Bu gidiş, bir zamandır arzulandığı gibi, bütün liselerin fen lisesi haline geleceğine işarettir. Bu durumda yeni milli eğitim kanunları Türk maari- fine vurulacak en kesin darbeyi getirecektir. Millet dili, milli tarih ve milletin ruhuyla bütün bağlarını koparmış olan ve kültürün yerine tekniği oturtan bir maarif sisteminin hâlâ milli eğitim diye adlandırılması, Fransızların bu kelimeyi benimsediği zaman başlatılan taklitçiliğin yadigarıdır. Esasen liselerin birbiri ardı sıra yabancı dilde öğretim yapan lise adı altında yabancı milletlerin kültürüne teslim edilmesi, düşman silâhı ile değil, içimizdeki yıkıcı irade ile millet ruhuna karşı kazanılmış zaferdir. Millet ruhu ile bağları kopartılan bugünkü okul, millete insan yetiştirmek için değil, fabrikaya usta yetiş- tirmek için çalışıyor. Ruhsuz, idealsiz, inançsız bir öğretim gençliğe karakter yerine hüner verecek ve insanı elbette aşağı canlıların hizasına indirecektir. İnsanlığın gidişinde bu eşsiz gerileyiş, inkılâp adı ile adlandırılsa bile nesilleri bir cehennem hayatına doğru götürmektedir.
·
114 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.