Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Eksik olan, sa­vaş düzeniydi. Genel izlenim, hattâ genel yanılma, oradan sadece kısa bir süre için ayrıldığımız anlayışıydı. Peki, yurdumuzdan çıkışımız bize can güvenliği ve zaferi ka­zandıracakken niye çocuklar, yaşlılar ve kadınlar bu ka­dar gelişigüzel bir şekilde ölmektedir. İsrailliler ise Arap­ların kaçışını, vatanlarına bağlılık duygularının olmadığı­nı ve bu kadar kolay ayrıldıklarına göre topraklarına ge­reken değeri vermediklerini iddia etmek için kullandılar. Bu iddialarına inanarak İsrailliler ancak kendilerini kan­dırırlar, çünkü tüfekleri ve hançerleriyle bizzat kendileri Arapları ölüm korkusuna salıp kovdular. Arapların önüne “ya kısa bir süre için buradan ayrılırsınız ya da ölürsü­nüz,” diye bir seçim koydular. Arapları Filistin toprağın­dan temizlemek olağanüstü şartların getirdiği geçici bir uygulama değil, Siyonistlerin İsrail devletini kurmak için harpten önce, harp sırasında ve harpten sonra uyguladık­ları sabit bir stratejiydi ve bu stratejiyi silah zoruyla ger­çekleştirdiler. Yehuşa bin Nun’un “Terör günü, rabbin gü­nü” gibi fetvaları uygulayıp, daha önce işledikleri suçları örnek aldılar. Menahim Begin şöyle demişti: “Deyr Yasin zaferi olmasaydı, İsrail devleti gibi bir şey olmazdı.” Deyr Yasin’de yaptıkları katliamın gayesini hiç saklamamışlardı; Deyr Yasin olayından sonra her yerde, ciplerine taktık­ları hoparlörlerden ilan edip duruyorlardı: “Ya buradan gi­dersiniz ya da Deyr Yasin’dekilerin başına gelenler sizin de başına gelecektir. Ondan sonra işgal ettikleri bütün köylerde sakinleri meydanlarda toplayıp saatlerce güne­şin kavurucu sıcaklığı altında bekletiyorlardı. Sonra ara­larından en yakışıklı genci seçerek herkesin gözü önünde, seçimlerini iyi düşünsünler, katliamın haberi, henüz işgal edilmeyen köylere de yayılsın ve besledikleri ezeli nefret dinsin diye öldürüyorlardı. Kanun önünde de kendilerine bir fetva çıkarmışlardı: Araplar topraklarını sözüm ona satıyorlarmış. Ne yazık ki belli Arap yayın organları, doğ­rusunu, yani Yahudilerin 1948’den önce Filistin toprakla­ rında % 6’dan fazla payları olmadığını araştırmadan bu yalanı yaydılar.
Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:20-21 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.