336 syf.
7/10 puan verdi
Nina nikah günü sadece bir notla terk edildiğinde düğünü iptal etmek zorunda kalır. Klisedeki herkesi yolladıktan sonra tek başına kalır. Klisede tek başına başına gelen trajediyi düşünüyordu. Robert’in ona neden bunu yaptığını, ne gibi bir sebeple olduğunu düşünüp duruyordu fakat bilmiyordu ki Robert’in yaptığı alçakça davranış, onun ve düğüne davetli olan konukların hepsinin hayatını kurtardığını.
Nina daha acısını bile sindiremeden kilisenin bahçesinde arabada otururken kilisenin içinde bir bomba patladı. Ne kadar üzücü bir durum yaşamış olsa da düğünün iptal olması onun hayatını kurtarmıştı fakat Nina’yı kim, neden öldürsün? O sadece sıradan bir hayat yaşayan acil servis hemşiresiydi. Ailesinin karmaşık durumunun aksine gayet sıradan bir insandı, düşmanı olması bile söz konusu olmadığına inanıyordu. Ta ki tekrardan saldırıya uğrayınca bu durumum tesadüf olmadığını anladı. Bu olayı çözmek için görevlendirilen dedektif Sam’ın yardımına ihtiyaçı vardı.
Tess Gerritsen’in yıllar önce 
Gölgesizlerin Tutkulu Dansı adındaki romanını okuyup o zamanlar beğendiğimi hatırlıyorum. Gölgesizlerin Tutkulu Dansı’nın içeriğini çok hatırlamasam o yaşlarda okuduğumda beni etkileyen ve sevdiğim bir roman olmuştu.
Tess Gerritsen’in okuduğum iki kitabı öne sürerek yazım tarzı hakkında yorum yapmak gerekirse aşk ve polisiyeyi karıştırmayı seven bir yazar olduğunu söyleyebilirim fakat bunun yanında polisiye konusunda aşırı derece iyi ve şaşırtıcı durumlara değinen bir yazar olduğunu düşünmüyorum. Bu tamamen şahsi fikrim olsa da anladığım kadarıyla okuduğum incelemeler vasıtasıyla birkaç okuyucunun da benimle benzer düşüncelere sahip olduğunu gördüm. Ama sanırım sadece düşünceleri bu kitap için geçerli.
Puan olarak belki bu kadarını hak edecek bir kitap olmayabilir fakat benim bir oturuşta okuduğum bir roman oldu, üstelik polisiye ile romantiğin harmanlandığı tarzdaki romanları okumayı seviyorum ve bu tarz bir kitap okumaya ihtiyacım vardı. 
Aşk Ölümden Uyanıştır romanı bu ihtiyacımı karşılayarak keyifli, yazım dilinin oldukça yalınlığıyla bir çırpıda okuyabileceğim bir roman imkanı sundu.
Adından anlaşılacağı üzere ben romanın polisiyeden çok, aşk kısmının ağırlıklı basacağını okumadan önce tahminde bulundum ve yanıldığımı düşünmüyorum.
Belli kesimin beğenmediği, en azından yazardan daha iyisini bekleyenlerin beğenmediği roman olsa da konusu iyi sayılırdı. Sadece olayların arasında yaşanabilecek bir gerilim yoktu, sıradan bir şekilde okuyup geçinebilecek bir romandı. Polisiye kurguların yanında biraz durağan bir yapıya sahipti. Heyecanı doruklarda yaşatan bir roman değildi.
Peki ben bu kitabın neyini sevdim?
Sanırım polisiye kısmında beklenti içerisinde olmayışımın ve yalın bir dille yazılmış bu tarzda bir roman okuma isteğimden kaynaklı olabilir. Sevdiğimi söylesem de açık aramak istesem her türlü bulabilirim çünkü göze batan bazı ayrıntılar vardı.
Mesela Sam karakterini ele alırsak çoğunlukla kendini yerden yere vurabilen bir karakter fakat katil onun zeki olduğunu düşünüyordu. Ayrıca katil karakteri çok zeki anlatılsa da benim fikrimce sonda, belki de duygularına yenik düşmesinden kaynaklı olarak, aptallığın en alasını yaptı. Zeki bir karakter rehinelerle uğraşacağını düşünmüyorum. Romanın içindeki Sam’im arkadaşının demesi gibi rehineler sadece ayak bağından başka bir şey değildir. Katil çok zeki olsaydı böyle bir şeye kalkışacağını düşünmüyorum. Üstelik yakalanmak isteyen biri de değildi, sadece bu beladan kurtulmak istiyordu fakat sonda iş biraz hırsına yenik düşmesinden kaynaklı bir durum olduğunu düşünüyorum.
Nina’yı sevdim fakat abartıldığı gibi olduğumu düşünmüyorum, güçlü bir karakter olduğu kanısında değilim. Sadece olaylara tepki veremeyecek kadar şok yaşıyordu. Ama bunun yanında ailesinin ona karşı davranışlarına üzüldüm. Kız acısıyla cebelleşmeye çalışırken annesi hâlâ daha geri dönüşü olması mümkün olmayan bir durumu ortaya atıp Nina’nın yarasını deşmeye devam ediyordu.
Tavsiye kısmına gelirsek ben daha önce yazarın bir kitabını okumuştum ve tarzını o kitaptan sonra az çok çözdüğümü düşündüğüm için benim hoşuma giden bir okuma oldu. Çok beklenti içerisine girmeden okuyabileceğiniz bir roman olduğu kanısında olsam da belli bir kesimi tatmin duygusu yaşatabilecek bir roman değil. Belki okuma eylemine yeni başlayanlara yalın bir dille çok zorlanmadan okuyabileceği bir roman olabilir. Okumayı düşünenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim.
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.