İnsan Doğası Derinlik Psikolojisinin 3 büyük kurucularından biri olan
Alfred Adler tarafından kaleme alınmış, adından da anlaşılacağı üzere insanın doğasına odaklanan, psikoloji okuyan öğrencilerin sıklıkla okuması tavsiye edilen bir kitaptır. Bu incelemede kendimce görüşlerimi paylaşmadan önce yazardan bağımsız bir eleştri yapmak istiyorum. Kitabın çevirmeninden mi kaynaklı bilemiyorum ama mümkünse bu basımı tercih etmeyin. Normalden çok fazla yazım hatası olması ve muhtemelende çeviri hatası mevcut. Bazı cümlelerin aşırı bir şekilde anlamsız olması çeviriyi yapan arkadaşı getiriyor ilk akıllara. Aslında bu tip kitaplar orijinal dilinde okunmalı ama tabi ingilizce seviyeniz iyi olmalı. Kitaba dönecek olursak kitap iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm Kişilik gelişiminin temelleri ikinci bölüm ise Kişilik Bilimi başlığına sahip. İlk bölüm daha çok bir bireyde analiz yapmaya odaklanmış. "Her insanın ruhunun karakteristik özellikleri çocukluk çağlarında atılır" buna benzer bir çok cümle görüyoruz. İnsanların ilk 5 ayında bebekliklerinde dahi karakteristik özellikleri şekilleniyor diyor yazar ve bir çok hastasından da örnekler veriyor. Bir diğer değindiği konulardan birisi de aşağılık kompleksi. İnsanın kibirinden ve kendini büyük görme arzusundan doğan kendini küçültücü eylemleri kabul etmeyip karşısındakine üstünlüğünü kanıtlamaya çalıştığını anlatmaya odaklanıyor. Ben kitabın bir çok bölümde çok isabetli analizler yaptığını düşünüyorum. İlk bölümde kadın erkek eşitliğini savunurken toplumdaki yanlış eril ve dişil önyargılarına değiniyor. Bir inceleme okudum, feminist görüşler falan demiş. O arkadaşın kitabı anlayarak okuduğundan şüpheliyim. Kitabın asıl amacı bu değil, toplumdaki yapının yanlış bir şekilde erkeği öne çıkarmaya yönelik olduğunu ve bunun hem erkeğe hem kadına zarar verdiğini söylemek istiyor. Bu kitabı Kadın Psikolojisi adlı kitapla aynı anda okumaya özen gösterdim. Kadın psikolojisinin yazarıda muhtemelen adlerden okuduklarına dayanarak yazmış kitabı ancak kadın psikplojisi yazarı kesin ve net hatta bazı konularda yanlış tespitler yapıyordu. Ancak adler deneyimli ve çok iyi bir psikoloji önderi olsa bile kitabında genel olarak kesin yargılardan kaçıp 'olabilir' dili kullanmış. Bu dili tercih ettiği için Adler'e büyük saygı duydum. İlk bölümde çocukluk dönemine çokca değiniyor. Rüyalarımız, anılarımız nasıl şekilleniyor buna bakıyoruz. Kitabı okurken kendinizi de kitaba dahil ederseniz kendinizi tanımanızda size faydası dokunacaktır. Ben bu kitabı daha önce de okumuştum ancak tekrar okuma ihtiyacı duydum, kendimi anlamak istiyordum. Gerçekten bu bakış açısıyla okuduğumda hatalarımı, yanlışlarımı, üzüntü ve kırgınlıklarımı, davranışlarımın sebeplerini genel olarak görme fırsatı yakaladım. Kitabın en önem verdiği olgu toplumsal duygu ve toplumsal kimliğimiz. İnsanın topluma ne kadar faydalı olduğuna göre değerinin belirlendiğini söylüyor. Baktığımızda ve kitabı okuduğumuzda çok mantıklı olduğunu anlıyoruz. Kitabın ikinci bölümü kişilik bilimi başlığıyla başlıyor. Kişilik nasıl gelişir bunu öğreniyor mizaç ve endokrin salgılar hakkında bilgi ediniyoruz. Daha sonra saldırgan olan (kibir ve hırs, kıskançlık, gıpta, açgözlülük, nefret) ve saldırgan olmayan (geri çekilme, anksiyete, utangaçlık, dolambaç sendromu, toplumsal nezaket eksikliği) kişilik özelliklerini öğreniyoruz. Gerçekten bunları okurken kendinizi fark edecek ve önyargılı olmazsanız kendinizi tanıma fırsatı yakalayacaksınız. Kitabın en son sayfaları duyguların ne olduğuna ayrılmış. Kızgınlık, öfke, keder, tiksinti, korku, neşe, sempati ve açgözlülüğü incelemiş. Kitabın sevgi ve aşka gibi konularada kısacak bile olsa değinmesini isterdim. Son 3-4 sayfada çocuk yetiştirme ve eğitimin önemi üzerinde durulmuş. Son iki sayfası ise kitabın genel niteliği ve anlatmak istediğinin özeti olarak ayrılmış. Okuduğum en harika kitaplardandı. Kitabın İnsan doğasını anlamaya yardımcı olduğunu ancak bunu değiştirmeye odaklanmadığının altını çizeyim. Kendinizde olmaması gereken bir duyguyu veya abarttığınız bir kişilik özelliğini düzeltmek istiyorsanız bunun için ne yapmanız gerektiğini anlatmıyor ve bu biraz üzücü bir durum. Yine de kendinizde daha önce fark etmediğiniz bir kişilik özelliğini fark eder ve ne olduğunu tam olarak kavrarsanız bunu nasıl aşacağınızı kendi hayatınıza göre yorumlayabilirsiniz. Belki de adler bunu amaçladı, o yüzden yorumu bizlere bıraktı. Son olarak incelememi kitaptan beğendiğim bir alıntıyla bitirmek isterim, güzel bir sözdü bu benim için: 'Dostoyevski "Bir insanın kişiliğini sıkıcı bir ruhbilimsel sınamadansa kahkasıyla daha iyi anlayabiliriz" demiştir.' Belki de sadece kahkalara bakmak gerekiyordur. Kitaplarla kalın, iyi okumalar.
İnsan DoğasıAlfred Adler · Dorlion Yayınevi · 2018164 okunma
·
446 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
