Gönderi

Gelelim Birinci Dünya Harbi’nin sonuna. Vahdettin kaçmış, Atatürk Osmanlı Hanedanı’nın devamının Türkiye’nin modernleşmesi ve terakkisi önünde bir engel olacağı kanaatinde. Bunun sebebi Osmanlı Hanedanı değil. Osmanlı ailesi muhtemelen o dönemde Türkiye’deki en modern, en batılı aile. Veliahd Abdülmecit, ressam ve müzisyen, örneğin. Ama bir de halifelik müessesesi var. Halkın gözünde o halifenin altında bir din ve teşkilatı var. Bilmiyorlar ki, Şeyhülislam fetvasıyla halifeler katledilmiş bu memlekette. Sultan Mustafa, Sultan (Genç) Osman, Sultan İbrahim, Sultan Selim katledilmiş. Bunlar hep fetva ile katledilen sultanlar, halifeler. Böyle bir karmaşanın içerisinde birden bire bir sorun ortaya çıkıyor. “Hanedanın kalmasında sorun yok,” diyor önce Atatürk, ama diyor, padişahlık gidecek. Modern bir devlet kuracağız, padişahlıkla olmaz bu iş. Karşılaşılan ilk sorun, saltanat ile hilafet ayrılır mı, ayrılmaz mı? Bir taraftan da şöyle bir gerçek var: Saltanat ile hilafet zaten bir değildi ki, Yavuz bu hale getirdi. Bizimkiler uzun uzun tartışıyorlar, Atatürk de dinliyor tartışmaları. Nihayet Atatürk’ün sabrı taşıyor ve şunları söylüyor: “Bakın beyler. Bu iş zaten olacak. İşin tabiatında da bu var. Bu olurken de bazı kelleler yuvarlanır, onu da istemez kimse ama olabilir.” Atatürk’ün bu sözü üzerine, “Paşa Hazretleri biz sizin maksadızı yanlış anlamışız, tabi haklısınız...” mealinde sözler ediliyor. Dışarı çıkıyorlar. Atatürk tartışmaları idare eden şeyhin koluna giriyor, Meclis koridorunda oturuyorlar. Sonra dönüyor etrafındakilere, “Efendiler, saltanat ile hilafetin ayrılabileceğini Şeyh Efendi’den öğrendim” diyor. Şeyh de “Tabii Paşam” diyor. Bu usule baktığımız zaman “Atatürk, bir diktatör mü?” sorusu yine akla geliyor. Cevap aşikar: Evet diktatör. Ama dâhice bir yöntemi var, o da şu: “Ben yaptım, ben böyle istiyorum” demiyor, “Ben bunu Şeyh Efendi’den öğrendim” diyor. Şeyh Efendi de tasdik ediyor. Türkiye’de modern jeofiziğin kurucusu rahmetli Kazım Ergin Hocamın bana söylediği ve hiç unutmadığım bir sözü vardır: “Bir işi yapmak istiyor musun? Kredisinden vazgeçmeye hazır ol. Yani o işin şanından, şöhretinden vazgeçmeye hazır ol.” Atatürk’te de bunu görüyoruz. Şan, şöhret, makam, mevki peşinde değil, iş yapalım, bütün derdi bu. Saltanat ayrıldı, saltanat sülalesi İstanbul’da. Abdülmecit Efendi veliaht şehzade. Abdülmecit’e halifeliği devralması söyleniyor, kabul ediyor. Abdülmecit, o sanatkar adam, maalesef o eski şaşaayı sürdürmek istiyor. Halbuki Büyük Millet Meclisi hükumeti hilafeti de Diyanet İşleri Başkanlığı gibi görmek istiyor. Sonra İstanbul’daki paşalar halifeye padişah muamelesi yapmaya başlıyorlar. Refet Paşa da dahil. Atatürk işin kötüye gittiğini anlayınca maalesef hanedanı yurtdışına çıkartmaya karar veriyor. Atatürk radikal önlemler alıyor ama bir yandan da sürdürülebilirliği de bozmak istemiyor. Bir sürü kurumu tutuyor. Maalesef dedim, az evvel. Hanedanı Türkiye’den çıkartmak çok büyük ve meşakkatli bir iş, halka anlatmak çok zor. Rahmetli dedem anlatırdı: “Bir sürü harp kaybettik, ardı ardına, ama ne zaman ki padişahın esir olduğunu duyduk, işte o zaman dünya başımıza yıkıldı. Bunu tahayyül etmemiz bile imkansızdı.” Düşünülemez böyle bir şey, Osmanlı padişahı nasıl esir olur? Memleket gitsin, mühim değil. Ama padişahın gitmesi olacak iş değil. Bu ailenin yurtdışına gönderilmesi çok radikal bir adım. Çok ciddi sebepleri olması lazım. Atatürk’ün bu adımı çok da isteyerek attığını düşünmüyorum. O Lenin gibi hanedanı alçakça katlettirmedi. Atatürk bir cani değildi. Vatanını kaybetmiş bir insan olarak sürülmenin acısını da iyi biliyordu. Aynı acıyı Osmanlı ailesine tattırmayı çok istediğini sanmıyorum. “Ben bir memuru halife yapıyorum” diyebilirdi. Öyle yapmadı. Halifeliği sürdürme vazifesini hanedana bıraktı. Eminim ümidi, Osmanlı hanedanın bu yeni konumunu yeni toplum içine işlemek, bu konuda da sürekliliği bir şekilde sağlayarak toplumun geçmişiyle bir şekilde barışık olmasını da temin etmekti. Abdülmecit Efendi’nin akılsızlığı diyeyim ben, işi istenmeyen bir noktaya vardırdı.
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.