Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
İnsanın değişmesinin istenip, değişenin asılması.
Kitabı bitireli bir hafta oldu, bir haftadır düşünüyorum. Aziz Nesin bu toplumdaki irini Müge Anlılar çıkmadan çok önce 1975 yılında fark etmiş, tanımış. Kitap gencecik Berber Hayri adında bir oğlanın istismarı ile başlar, intikamını onu istismar eden adamın oğlunu istismar edip öldürmeyi planlaması ile devam eder, içinde bu kötülük olmadığı için vaz geçer ama çocuk çığlık atınca korkar ve çocuğu öldürür. Sadece suçu düşünen Hayri istemeden katil olmuştur. İstismar etmediği halde istismardan da yargılanıp idam istemiyle ceza evine girer. Belki çocuğun babasının onu istismar ettigini mahkemede anlatsa idamdan kurtulacaktır ama duyulsun istemez, verilen cezaya razı olur hapse girer. Asıl istismarın, tecavüzün kucağına burada düşer. Koğuş ağası ile tanışır, bu kapkara pala bıyıklı adamı görür görmez öldürdüğü çocuğun babasına benzetir. Halbuki çocuğun babası mavi gözlü sarı saçlıdır. Bıyığı da yoktur. Benzetmesi boşuna değildir. Koğuş ağası Hayri'yi oğlan haremine katar. Defalarca tecavüz eder üstüne bir de şişlerini, silahlarını taşıtır. Neler neler yaşar Hayri, en sonunda ona tecavüz eden koğuş ağasını öldürmeyi kafaya koyar ve ağanın ona öğrettiği şekilde günlerce öldürme hayaliyle şiş yapar kendine, tam öldürmeye karar verdiği gün ağa başka yere naklolunur. Hayri'nin yaşadıkları yine kâr kalmıştır birilerinin yanına. O acı ile üzerine gelen başka birini, hem de hapishanede ağaların bile çekindiği birini yaralar hic istemediği halde. Günlerdir yalnızken tek bir damla göz yaşı dökmeyen Hayri, o gün herkesin içinde hüngür hüngür ağlar. Zindana düşer ayağına pranga bağlanır. Hiç kimse sahip çıkmaz, çıkarsız yaklaşmaz ona, ta ki siyasi suçlular koğuşunu ziyaret ettiği bir gün orada yatan işçi Ragıp Ustası ile tanışana kadar. Ragıp ustası ona insanı anlatmıştır, insanın içindeki cevheri anlatmıştır, değişimden, insanın değişmesinin iyi olduğundan bahsetmiştir. Suçu sadece suçlunun işlemediğinden, suçluyu o suça iten toplumun da o suçu işleyen kadar suçlu olduğundan bahsetmiştir. Hayri'nin idam cezası onanınca annesini görüşmeye çağırırlar fakat anası dayanamayıp çoktan ölmüştür. Hayri'yi Ragıp ustasından da ayırırlar. Hayri idama giderken tek bir şeye üzülür, Ragıp ustası ile daha önce tanışamadığına. Son sözünü sorduklarında ise ben degişime inanıyorum bu suçu işlediğimde başka bir Hayri idim, şimdi başkayım. Siz burada başka birini asıyorsunuz der. Kimse bir şey anlamaz. Anlamayacaklarını bilerek söylemiştir Hayri. Hayri'nin idamını panayıra gider gibi gidip izlemiştir halk. İbret olsun diye asılan Hayri'nin idamı sırasında toplanan kalabalıkta bir sürü suç işlenmiştir; hırsızlık, taciz, dolandırıcılık... Aileler çocuklarını da alıp gitmiştir, pikniğe gider gibi hazırlık yapıp. Bu yuzden kitabın adı şenlik, düğün manasına gelen Surnamedir. Bir tatafta bir insanın hayatı sona ererken, diğer tarafta onu izleyen kalabalık umursamadan neşe içinde izler olup biteni. Bu tezat sanatı çok başarılıdır kitapta. Bir tek insan gerçekten suçlu mu bu asılan diye sormamış, düşünmemiştir. Burada da müthiş bir eleştiri vardır. Bir yanda Hayri'nin dramı yaşanırken bir yanda toplumun umrunda bile değildir birinin asılması. Toplumsal bir hicivdir bu kitap o yüzden. Son sözüm iyi ki ülkemizde idam cezası artık yok. Bunun adaletini sağlayabilecek bir toplumsal yapıya, hukuk yapısına sahip olmadığımızı bu kitap çok güzel anlatmış. Aziz Nesin ustanın kalemine sağlık.
Surname
SurnameAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2017930 okunma
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.