Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu noktaya nasıl geldik? Lise yıllarında "Damlaya damlaya göl olur." gibi belli başlı atasözlerini açıklamamızın istendiği kompozisyonlar dışında bir şeyi yazılı olarak anlatmayı denemedik. Boş bir kova olarak görüldük. Harita metot defterlerine hocaların tahtaya yazdıklarını geçirmek, sınav dönemlerinde kovalarımıza doldurulmuş bilgileri yazılı sınavlarda vermeye çalışmakla çocukluğumuzu ve gençliğimiz harcadık. Liseden mezun olduk. Üstüne üniversite bitti. Haydi, soralım o zaman: Ne oldu o bizim kovadaki bilgiler? Yaşamdan uzak, düşünmekten uzak, gerçeklerden uzak; kuru bilgileri nerede, ne zaman kullanıyoruz? Boşa giden binlerce saatte yapılabilecek binlerce anlamlı çalışma olabilecekken bu inat niyeydi? Eğitimde başarı, bir yeri kazanmak anlayışı üstüne kurgulandı. Bu kurgu da bizi merkezi sınavlara yönlendirdi. Merkezi sınav demek seçmek demekti. Seçmenin yolu da elemekten geçiyordu. Tam da bu nedenle ayrıntının ayrıntısı, gereksizin daha da gereksizi ezberletildikçe ezberletildi. Daha iyi bir okul kazanmanın tek yolu vardı, o da hiçbir işimize yaramayacak daha çok ayrıntıyı uzun süreli bellekte saklamaktı. Sevr Anlaşması'nın maddelerini ezberlemekten bu Anlaşma'nın askeri ve ekonomik sonuçlarını anlamaya, Eylül'ün ilk psikolojik roman olduğunu bilmekten yazarın ilişkiler hakkındaki alt metinlerinde ne anlatmak istediğine, asfaltit madeninin hangi bölgede çıktığını akılda tutmaktan o madenin ne işlere yaradığına ve bölgeye olan ekonomik katkısına, paraların üstündeki fotoğraflarda kimler olduğunu ezberlemekten paranın değerinin neden arttığına veya düştüğüne odaklanamadık. Ne yalan söyleyelim, sevdik bu sistemi. Özel okullar sınavlarda nasıl da başarılı olduğunu okul binalarına bez afişler asarak anlatıyor. Özel öğretmenler o harika bilgileri nasıl da muhteşem şekillerde verdiklerini göstermek istiyor. Sınav kitapçıkları basan yayınevleri yenilenmiş sorularla her daim hazır. "Sınava biz daha iyi hazırlarız!" diyen, yüzde yüz başarı vadeden kurs sayısı çiğ köftecilerin popülasyonuna yaklaştı. "Bu konuyu bir de benden dinleyin!" diyen Youtuber hocalar zengin içeriklerle internette hazırlar. Sistem öyle güzel kurulmuş ki! Ortadaki kazancı düşününce çocukların kayıplarının neden dile bugünlerin acılan ile getirilmediği daha iyi ortaya çıkıyor. Sağlık gibi eğitim de ailelerin yumuşak karnı. Her anne-baba çocuğunun başarılı olmasını istiyor ve ne yazık ki bize sunulan "başarı" algısı daha çok "net yapmak"tan öteye geçmiyor. Yumuşak uçlu bir kalem ve bir silgi gelecek kapılarını açan büyülü bir anahtar gibi işliyorken zihnimize, çocuklarımızın solan renklerini görmüyoruz. Göremediğimiz bugünlerin acıları ile geleceğin mutsuzluklarını büyütüyoruz.
·
50 görüntüleme
Merve okurunun profil resmi
Mujdat Ataman Kafka Okur Ocak 2021 Sayı 55
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.