Kapatarak, bir ayıbı örtemezsiniz.Merhabalar,
Gerçekten de nasıl başlayacağımı olayı neresinden tutup anlatacağımı bilemiyorum. Daha yeni bitirdim, gözyaşlarım kuru ve yaram hâlâ taze.
İlk olarak ensest nedir sorusuna açıklık getirerek başlamak daha doğru olur sanırım. Ensest nedir sahi?
Evlenmeleri törece ve yasaca yasaklamış olan, yakın kan bağı olanlar arasındaki cinsel ilişki. Yani açıkçası: bir kişinin annesi, babası, kardeşi, büyük annesi, büyük babası, amcası, dayısı, halası, teyzesi, torunları ile olan cinsel ilişkisidir.
Bu normal bir şey değil arkadaşlar, normalleştirmek ve susmaktır anormal olan. Kitapta neredeyse bu duruma maruz kalan kişilerin aileleri hep susmuş! Çünkü korkmuşlar...
Küçük kızlar kardeşlerini doğururken anneleri yardım etmiş, küçük kızlar daha bebek olarak nitelendirmeye yakın yaştayken bebek sahibi olmuşlar! Bu nasıl bir şey? Bu nasıl katlanılacak ve susulacak bir durum?
Daha okuma yazma öğrenmeden bir obje gibi kullanılan küçük kızlar... Ölümle tehdit edilip zorla ilişkiye sokulduklarında bile sadece ağlamak ile yetiniyorlar... Çünkü korkmuşlar, ölümüne... Gidip annesine/ en yakınına anlatmak zor mu peki? Zor. Çünkü onlar bile inanmıyorlar.
Çoğu babası ile zorla ilişkiye girerken bunu bilen anneler susmuşlar, bazı çocuklar annelerine bile söyleyememiş. Kimse mi o güveni o cesareti verememiş çocuklarına?
Biz de suçluyuz, anneler de, babalar da suçlu.
Birine gidip anlatmak yerine bu duruma sadece mecburiyetten ağlayarak susan birini bu durumda bıraktığımız için biz de suçluyuz. Anneler, babalar suçlu. Eğer o güveni onlara verselerdi ölümüne kadar gitmezdi bu durum, kimse susmazdı. Kimse susmak zorunda kalmazdı.
Kitap çok ağırdı, herkesin bilmesine rağmen sustuğu o cümleleri okumak can yakıcı. Şu an bile bu duruma maruz kalan insanların varlığını bilmek çok zor. Daha ne olduğunu kavrayamayan o küçük çocuklarımızın bunları yaşamasını hazmedemiyor, inanmak istemiyorum.
Okurken en sinirlendiğim kısım, "kimseye söyleme, bizim bir şerefimiz var" denilen kısım? Susmak mıdır şeref? Bunu bile bile susup gizlemek midir şeref? Eğer şeref buysa ben sizleri şerefsiz olmaya davet ediyorum arkadaşlar. Varsın, biz şerefsiz olalım ama susmayalım. Burada bir gelecek söz konusu. Daha yazmayı sökememiş onca can söz konusu.
Bir de kitapta en can yakıcı kısmı anlatmak istiyorum, hepsi canımı yaktı ama en çok;
- Yemek yemek istiyorum. Dondurma istemiyorum.
Onun içinde süt var. Süt istemiyorum.
- Hay Allah! Çok severdin sen dondurmayı? Hasta olmaktan mı korkuyorsun yoksa? Hmmm çilekli süt alalım o zaman?
(Kıpırdanıyor, konuşmak istiyor. Üstüne gitmiyorum.
Bekliyorum. Hem en fazla ne olabilir ki?)
- Ben çilekli süt istiyorum. İneğin sütünü istiyorum...
Pipi sütü istemiyorum! (s174)
Bu nasıl bir diyalog? Bu nasıl can alıcı, insanlığımızı sorgulayan bir konuşma? Daha ne olduğunu bilmeyen küçücük bir beden... Küçücük bir can, pipi sütü istemiyorum diyor. Diyecek bir şey bulamıyorum.
"Benim suçum muydu çocukken büyümek zorunda kalmak?" (s38)
Senin suçun değildi, bunu teker teker hepsine demek istiyorum, hicbirinizin suçu değildi. Hangi insan evladının suçu olabilir ki böyle bir şey?
Tanrım! Bir de açığa çıkınca bile verilen cezaların sadece 2,5-3 yıl olması... Bunu kabullenemiyorum. Çocuğun hayatı bitti! Ama bunu yapanın sadece birkaç yılı. İşte, Türkiye'nin adaleti. Buna bir kere daha böyle şahit olmak... Yorum yapamıyorum.
Kitapta da geçtiği gibi çünkü ülkemiz;
"Bu toplum tecavüz eden adamın tecavüz ettiği kadınla evlenip mutlu olacağına inanan bir toplum." (s32)
Daha fazla diyecek bir şey bulamıyorum...
Şu alıntı ile bitirmek istiyorum.
"Eğer yaşadıysan susma, korkma...
Mağdursun, suçlu değil!
İştirak ettirmedin, azmettirmedin, konuşmazsan hayattan koparsın, iyileşemezsin...
Susma, korkma..." (s36)