Gönderi

·
Not rated
Kitabın şiirleri beni yazara götürdü. Bu inceleme ona armağan..
• Hikayesi bir Füsun'la başlayıp bir Füsun'la biten kadın. Annesi Füsun hanım otuzsekiz yaşında kanserden hayatını kaybetti ve o küçük kız daha onikili yaşlardaydı. Bu ölüm ruhunu öyle bir yaraladı ki annesini ve ölümünün her detayını şiirlerine dökmeye başladı: "Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem ki beyaz bir kadındır, ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım. Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.." Annesinin eksikliği öyle bir işlemeye başlamıştı ki ruhuna, Eşinden ayrılıp bir bodrum katında yaşamaya başladığında bile hep annesi vardır yanında. Yalnızlığını annesinin hayallerine ve fotoğraflarına sarılarak gidermeye çalışıtı. Artık öyle bir durmdaydı ki o da annesi gibi kanserle sınanmaya başladı bu hayatta. Annesine özlemini ve onun ölümünü şiirlerine yansıtmaya devam etti. Mesela ona sevgisini ve özlemini daha iyi anlayabildiğim bir şiirin son notu "Annem ile ilgili şeyler" şiiridir: "Ölen her kadın için bir şiir yazdım, Onları Muc'a evin karşılığında verdim, çok ucuza.. Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: Anne." Hani hikayenin başında dedim ya bir Füsun'la başlayıp, bir Füsun'la bitti. Annesi Füsun hanımdı ve çok sevdiği, hayatını onun özlemi ile geçirdiği annesinin ismini üç yaşındaki kızına verdi.. Ölmeden önce kızına da şu mektubu bıraktı: "Canım kızım, cehaletimden şair oldum....Annesizlikten. Sen sakın şair olma" 24 Temmuz 2011 §| Didem Madak
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121.3k okunma
··
78 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.