Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

87 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Susam ve Zambaklar
Susam ve Zambaklar
Bu kitap Ruskin’in 1864 yılının Aralık ayında Manchester’da iki farklı başlık altında yaptığı konuşmalarından derlenmiştir. Ruskin’in evrensel bir aydın olmayı başarmasındaki asıl sebep, zamanı ve sınırları aşan sağlam düşünceleridir. Kitabın Adına Dair Ruskin eserine “Susam ve Zambaklar” adını yani iki çiçek ismini vererek vahşetin ve savaşın değil; güzelliklerin, hep içinde yaşadığı ve takdir etmesini bildiği doğanın bütün yeniliklerin kapısını açacağını göstermek istemiştir. Susam, kralların hazinelerini açan sihirli bir sözcüktür; İngiliz toplumunun o susamı kullanarak yapacağı sağlıklı ekmeklere ihtiyacı vardır. Kraliçelerin bahçelerinde açan bir çiçek olan zambaksa sürekli bir ihtimam ve sevgi ister. Ruskin’in lügatinde susam kitabı çağrıştırmaktadır. Zambaklar ise kadınları sembolize eder. Dil ve Üslup Başarılı bir hatip olan Ruskin süslü söyleyişlerle kafa bulandırmayan anlaşılır, samimi bir dil kullanmış. Lirik olmaktan ziyade didaktik üslubuyla öne çıkan yazar, eserinde klasiklerden oldukça faydalanmıştır. Ruskin hayalinde hep daha aydınlık bir İngiltere düşlerken insanında tespit ettiği yanlışlar ve suçlar için acı çekmiş; bunlardan kendini sorumlu tutmuştur. Bu sebeple yazar evladının iyiliğini isteyen onu eğitirken azarlamaktan çekinmeyen bir baba olarak görülmelidir. Eserin Türk ve Dünya Edebiyatındaki Yeri Ruskin’den pek çok şair, filozof ve düşünür etkilenmiştir. Ona hayranlık duyanların başında Fransız yazar Marcel Proust gelmektedir. Susam ve Zambaklar’ı Fransızcaya çevirmiş; elli sekiz sayfalık ön sözüyle hem ona saygısını ifade etmiş hem de onu ve eseri ne kadar iyi anladığını göstermiştir. Bizde de değerli fikir adamı Cemil Meriç, küçük bir bölümünü Fransızcadan Türkçe’ye çevirerek Bu Ülke adlı eserine koymuştur. İçerik Ruskin konferansının birinci bölümünde kitapları nasıl okumamız gerektiğinden bahsediyor ve kitapları “anı geçirmeye yarayacak kitaplar” ve “tüm zamanlarda okunabilecek kitaplar” olmak üzere ikiye ayırıyor. Bize eğitimli insanın nasıl olması gerektiğini, soyluların statüsüne nasıl ulaşabileceğimizi, sözcüklerin ne kadar değerli olduğunu ve bunların köküne nasıl inmemiz gerektiğini anlatıyor. En önemlisi de birçok klasik eseri örnek göstererek onlardan aslında birçok şey öğrenebileceğimizi, yargılamadan önce aslında ne demek istediklerini anlamaya çalışmamızı söylüyor. Ruskin iki türlü kitaptan bahsediyor eserinde. Birincisi çok satanlar diye tabir ettiğimiz kitaplardır, ikincisi de klasikler. Kötü kitaplardan bahsetmeyi gereksiz bulur; çünkü ona göre esas olan kalıcılıktır. Sadece büyük adamların eserlerinin yol gösterici nitelikte olacağını; bunların sadece kitap değil aynı zamanda danışıp akıl alabileceğimiz öğretmenler olduklarını söyler. Susam bölümü “Mevki kazandıracak bir eğitim yerine kendine yeten, topluma faydalı fertler haline gelebilmeleri için gençlerin nasıl bir eğitim sistemine tabii olmaları gerekir?” sorusuyla başlıyor. Eğitim, kitap okumak, okumanın yararları gibi konular işleniyor. Susam ve Zambaklar, her geçen gün daha da yüzeyselleştiğimiz, hatta körleştiğimiz konularda derinlemesine bir bilgi ve gerçekçi gözlemlerin ışığında bize durup düşünme fırsatı veren bir eser. Konuşma notlarından oluştuğu için rahat bir üslubu olmasının yanı sıra insanı can evinden vuran tespitlerle dolu bir okuma kılavuzudur. Kitabı okurken çok hoşuma giden bir yerden kısaca bahsederek bu bölümü sonlandırmak istiyorum. Ruskin kitapları okurken yazarının düşüncesinin ne olduğunu öğrenmeye çalışmamız gerektiğini söylüyor. Yazarın zihnindekilere vakıf olmamızı ,kendi düşüncelerimizi yazarın ifade ettiği şeylerde bulmamamız gerektiğini öğütlüyor. Salt anlamaya yoğunlaşıp yazarın söylemek istediklerini kavramanın öncelikli iş olması gerektiğini vurguluyor. Kitabı anlamlandırmanın önemine hayattan pek çok örnekle değinen yazar “sözcüklerin ve hecelerin hatta harflerin üzerinde durma alışkanlığı edinmelisiniz”diyor. Okumanın niceliğinden, niteliğinden bahseden Ruskin, eserinde anlayarak okumanın önemini anlatmak için şu ifadeleri kullanıyor: “İngiltere Müzesindeki tüm kitapları okuyup tam bir kara cahil olarak kalabilirsiniz. Ancak harf harf iyi bir kitabı doğru anlayarak on kelime okursanız her zaman eğitimli bir insan olarak görüleceksiniz.” Kadınlara ayrılan ikinci bölümde Ruskin, iki cins arasındaki farklardan yola çıkarak kadınların eğitimi, toplum ve aile hayatında üstlenmeleri gereken vazifeler yanında onların erkeklerden farklı olarak iyilik, tatlılık ve zarafetle elde ettikleri gücü nasıl kullanmaları gerektiği üzerinde duruyor. Kadınların eğitimi Ruskin’in en çok kafa yorduğu konulardan biridir. Kadının vazifelerinin yalnızca aile çevresi içinde kaldığını düşünenlere karşı çıkan yazar, bir kadının da tıpkı erkeklerde olduğu gibi hem evi hem de toplumu ile ilgili vazifeleri olduğunu hatırlatıyor. Kadının kendisinden çok eşini, çocuğunu veya vatanını geliştirmesini isteyen yazarımız çoğu kimse tarafından eleştiri yağmuruna tutulmuştur. Burada editörümüz bizi uyararak kitabın 1865 yılında yazıldığını ve buna göre okumamız gerektiğini söylüyor ki o çağın kadını yok sayan bakış açısına göre yazarımızın bir hayli ileri görüşlü olduğunu,çağının ilerisinde düşünüp konuştuğunu görebiliriz.  Bu kitapta beni etkileyen, durup üç beş saniye düşünmeme sebep olan, altını çizdiğim kısa alıntılarla bitirmek istiyorum. • İki cins arasındaki farkın altını çizerek kadınların doğuştan çok büyük güçlere sahip olduklarını fark ettirmek ister. • Kadın meziyetlerini sadece kendisi için kullanmalıdır. • Kadına biçilmiş roller;nezaketini yumuşaklık ve her şeyin üstünde tutmaları lazım gelen yardımseverliklerini aileleri dışında ihtiyacı olanlara cömertçe dağıtmak kadınların vazifeleri arasındadır.Hatta dünyadaki savaşlardan kadınları sorumlu tutarak yaradılışlarındaki incelikleri çarçur ettiklerini bildirir ve barışın hüküm süreceği bir atmosfer yaratmaları için onları teşvik eder. • Tatlı bir düzen oluşturmak ve kurulu olanı devam ettirmek kadının işidir;çünkü dışardaki dünya kadının tatlı bir düzen oluşturamayacağı kadar acımasızdır. • Yağlı boya tablolarını sanki kömür madeniymiş gibi değerli çanak çömlekleri de elinizin altındaki demirlermiş gibi satmaya çalışıyorsunuz. • Kalite asla bir tesadüfün değil,daima akıllı bir gayretin sonucudur. • Derin acıları hisseden ve nasıl iyileştireceğini bilen yalnızca kadınlardır. • Bir kızı mutlu etmedikçe,onu sevilir hale getirebileceğinizi düşünmeyin. • Uygulayamadığımız adaleti sahnelerde ve romanlarda göstermeye çalışıyoruz. • İlk hisler boş,güvenilmez ve yanıltıcı olur. • Nadasa bırakılmış toprağı ayır,tohumları dikenlerin üzerine ekme. • Tanıdığımız kişiler en çok ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda olmazlar. • Denizci,sadece gemiyi diğer denizcilerden daha iyi idare edeceğini bildiği için kaptan olmayı arzulamaz."Kaptan"olarak çağrılmak hoşuna gidecegi için ister. • Gururumuzun okşanması merhem vazifesi görür. • Kalite asla bir tesadüfün değil,daima akıllı bir gayretin sonucudur. • İnsanı adi yapan hissizleşmiş bir el, ölü bir kalp, kötü alışkanlıklar ve bozulmuş bir bilinçtir. • Yine de pek çok insan büyük bir kalkan balığına vereceği parayı en iyi kitaba yatırmak için onu uzun bir süre incelemek ister. Elbette kitap alabilmek için daha az yemeyi ve sırtlarına az kıyafet geçirmeyi göze alan insanlar da vardır. Kanımca onların kütüphaneleri pek çok kişinin akşam yemeklerine yatırdığı paradan çok daha azıyla oluşturulmuştur. • Alacakaranlığın görüntüsü hoş olabilir ancak havada parlayan tatarcık sürüleri sebebiyle sağlığa pek faydalı değildir. • Kadınların kötülük yapma güçleri kullanmak istemedikleri iyilik yapma güçleri kadar kuvvetlidir.
Susam ve Zambaklar
Susam ve ZambaklarJohn Ruskin · Şule Yayınları · 2016943 okunma
·
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.