Gönderi

128 syf.
5/10 puan verdi
Sonlara doğru spoiler içerir paragraf başında belirteceğim, ona göre okuyunuz. 2.5/5 İlk üç sayfa yazılmak için yazılmış zorlama sayfalar gibi hissettirdi. Kelimeler tıkanıp kalıyor gibiydi. Belki yazar bunu, bir insanın yazdığı günlük sayfaları olduğu için bilerek tercih etmiştir bilemiyorum ama giriş sayfaları okuyucuyu hikayeye davet etmeli diye düşünüyorum. Ve içimden evet galiba beni hiç mutlu etmeyecek bir hikayeye başlıyorum, umarım bitirmek için geçen vakitten pişman olmam diyerek devam ettim. Pişman olmadım ama tatmin de olmadım, bu benim romandan beklentilerimle bağlantılı yüksek ihtimalle. Yazarın sade bir anlatımı var, ilk sayfalarda vadettiklerinden çok fazla uzaklaşmıyor. Yer yer kişisel gelişim kitabı okuyor gibi hissettiriyor, hatta yer yer bak karakter böyle hissediyor ama anlamamışsındır iyice açıklayıp gözüne sokayım diyor. Yer yer altını çizdiğim katıldığım Erdem gibi bir miktar farkına varmış ve gerçeklikten kopuk hissettiğim de oldu. Yani evet bazı noktalarda yakaladı beni. Kitabı okurken Erdem’in psikolog olduğunu öğrendiğimde aklımdan ilk geçen umarım yazar psikologdur yoksa biliyorum ki kitap boyunca Erdem’in hiçbir tahlili bana geçmeyecek.. oldu. Yazar karakter psikolojisi farkındalık teknikleri üzerine çalışmış, yazar hakkında kısmına dönüp burayı okudum ve beni yine çok tatmin etmedi. Bu noktada değerlendirmemin kesinlikle kişisel talepler ve beklentiler üzerine kurulu olduğunu bir kere daha belirtmek isterim. Kendi halinde kitaplar okuyan ve geriye dönüp ne okumuş ne hissetmişim hatırlamak isteyen biriyim, bu yüzden bu yazı da daha çok kendim için bir inceleme. Spoiler içeren bölümdesin. Zaman zaman acaba Erdem, Yakup ve Adem aynı kişi olabilir mi diye düşünerek okudum. Hatta Yakup’un vurulduğu sahnede Erdem’in acı hissetmesini ya da artık son sayfalarda bahçede öylece yatarken karnından sızan kanı farketmesini bekledim. Bu şekilde sonu açık bırakılan hikayelerden pek hoşlanmıyorum, yarım kalmış hissettiriyor. Hayal gücümde tamamlamaktansa yazarın tüm o sayfaları yazarken hissettiklerinin tamamlanmasını bekliyorum. Bir nevi katarsis hali bekliyorum. Yakup yaşıyor mu, yaşıyorsa gerçekten kişilik bölünmesi mi yaşıyor yoksa sosyapat mı? Yakup mu, Adem mi yoksa başka kişilikleri de var mı? Yoksa üç saat boyunca Erdem kendi kendiyle mi yüzleşti? Neden anahtarların nereye saklandığını ne Yakup ne de Adem bilmiyordu? Bu kadar kapsamlı olmasa da cevapları anlamayı isterdim. Spoiler olan bölüm bitti. Kitap bittikten sonra üzerine düşünmeyi, açık uçlu sonları tercih edenler olduğunu biliyorum ama ben bu hissiyatı sevmiyorum sanırım bu yüzden yazarın başka kitabını da okumayacağım. Tüm bu değerlendirme sonunda önerir miyim kitabı? Neden olmasın. Bir çırpıda okunabilecek bir hikaye. Şans verebilirsin, belki senin için unutulmayacak bir hikayedir.
Kötü Bir Gün
Kötü Bir GünGürgen Öz · Destek Yayınları · 2021436 okunma
·
59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.