Gönderi

Telefon ve kitap
bugün telefon bağımlılığı ve kitaplar hakkında yazacağım. kısa bir tartışma yazısı yazacağım. bir muhasebe yapacağım. önce kendim için bu muhasebe, okuyup ta aklına başka fikirler gelen olursa alta ekleme yapabilir. daha önceki yazılarımda belirtmiştim. çoğu insan gibi bende ekran bağımlısıyım. bu konuya kafayı takıyorum. bağımlı olmak istemiyorum çünkü. ve bağımlılık türünden bir telefon kullanımının bir faydası olmadığı bir gerçek. hatta zararı zararları var. hele birde tatilde isek, ne kadar çok telefon elimizden düşmüyor. şimdi zararlı alışkanlıkların şöyle bir özelliği var. birincisi kısır alışkanlıklardır bunlar. yani sadece o alışkanlığı yaparken mutlu olursun huzurlu olursun, onu bıraktığın anda huzurun kaçar mutluluğun kaçar. alkol bağımlılığı da böyledir, ekran bağımlılığıda. tam tersini düşünelim, faydalı bir alışkanlık düşünelim, örneğin kitap okumak, okurken belki bir nebze sıkılabilirsin, kafa yorman gerekir, kendini belki biraz zorlaman gerekir ama o okuduğun kitap seni bir süre götürür, moralin keyfin daha iyi olur bir süre. oradan öğrendiğin bilgiler ile hayatını daha düzgün yaşayabilirsin. bu da uzun vadede iyi şeyleri yakalama olasılığı demektir. öbür türlü cepten yiyen müflis tüccar gibi zamanımızı telefonda boş reels videoları izleyerek geçirirsek aradan 20 yılda geçse yerimizde sayarız. ne kişisel hayatımızı yönetmede bize yardımcı olur o önü sonu belirsiz videolar, ne aile hayatımızı yönetmede bir yardımı dokunur o sadece vaktini almayı amaç edinen videolar, ne de iş hayatını yönetmende sana yardımcı olabilir o amaçsız videolar. ya da amaçsız tartışmalar. kısa kısa tartışmalar. kabul ediyorum twitter dan öğrendiğim birşeyler oluyor arada ama kitaplardan öğrendiklerimin yanında çok az. birde insan kendisini 250 karakterle ( artık kaç karakterse tam bilmiyorum) o kadar karakterle ya da harfle ifade edebilir mi. hayat o kadar köşeli değil ki. bir şeyi anlatmak o kadar kolay değil ki. bu bizde her şeyin kolayını talep etmemize, zorluk varsa kaçmamıza da sebep oluyor zamanla. uzun bir metni okumak mı, bir kitabı okumak mı. amanın o ney kaçalım. sonra hayal gücü 250 karakter le sınırlı olmaya başlayan bizler. şatafat gösterişi yücelten, görgüsüzlüğü yücelten , çöplüğü saray sanmaya başlayan bizler. örneğin çocuklarımız youtube dan video izliyor değil mi. bakıyorsun baştan sona oyuncak reklamı, bunu gizli de yapmıyor. kaba bir şekilde onlarca oyuncağı ortaya dökerek yapıyorlar. milyonlarca izleniyor. parasını kazanıyor o ama bizim çocuğumuzun zihni saçma sapan basit basit sohbetlerle dolmuş oluyor ve oyuncak peşinde koşturmaya başlıyor. o oyuncaklar olmazsa mutlu olamayacağını düşünmeye başlıyor. onlar gibi konuşmaya onlar gibi boş muhabbetler yapmaya çalışıyor. iyi bir kitaptaki düşünülmüş yazılmış silinmiş düzenlenmiş, belli bir seviyedeki kalitedeki yazılar nerede, youtube daki oyuncak video reklamı yapan sözde çocuk kanalları nerede. iyi bir kitaptaki kaliteli metinler derede, yotube daki boş shorts videolar veya instagram daki kısa videolar nerede. belli bir fayda sağlayabilir belki ama bağımlılık yaptığı için zararı karından çok oluyor. sigara gibi, ayda birkaç tane içsen belki zararı olmayacak ama başlayan herkes bağımlı oluyor. bu sefer kölesi oluyorsun. özgürüz sanıyoruz ama özgür değiliz. mutluluk hormonlarının, diğer deyişle nefsimizin esiri oluyoruz. nefis istiyor ki en kısa yoldan mutlu olalım hiç enerji harcamayalım, düşünmeyelim, yerimizden kalkmayalım, bizde irademizle ona karşı koyamadığımız için köle gibi peşinden gidiyoruz mecburen. bu özgürlük değil ki. bu tam anlamıyla kölelik. ekrana bağımlı olduğumuz için doğayı kaçırdığımıza hiç girmedim bile. tiktok konusuna hiç girmedim bile. beğeni bağımlısı olduğumuz konusuna hiç girmedim bile. sonuç olarak alışkanlıklarımız hayatımız oluyor. alışkanlıklarımızın farkında olmamız gerekiyor en azından. değiştiremesek bile değiştirmek için azim etmeliyiz. savaşmalıyız bağımlılıklarımız ile. bir gün olaki kazanırız. savaşmazsak alışkanlıklarımız her geçen gün bizi daha çok esir alırlar. telefonun yerine bilinçli olarak güzel kitapları koyabiliriz. roman olur hikaye olur. okuması keyifli insanı çeken kitaplar. bir alışkanlığı bırakırken yerine başka bir şey koymak genelde iyi sonuçlar verebiliyor. ekranın yerine kağıt öneriyorum kendime. eklemek istedikleriniz olursa yorumlara beklerim.
·
86 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.