Cumhuriyetin 100.yılına girerken böyle bir eserin yazılması güzel olmuş.Cumhuriyet ilanına giden süreçte, Atatürk'ün iyi bir komutanlığı yanında dahi bir siyasetçi olduğunu, yalnız kalsa bile vazgeçmediği görüyorsunuz.Ve en önemlisi kendisini sürekli kanıtlamak zorunda olduğunu ve rakiplerininde çok güçlü olduğunu anlıyoruz.Atatürk, savaşı kazandıktan sonra devrimleri için nasıl mücadele ettiği, gerektiğinde silah arkadaşlarını tasviye etmekten çekinmediğini görüyoruz.Zaten devrimcilerle, diğer insanları ayıran bu değil midir? Gerektiği yerde yollarını ayırmaktan çekinmemek. Kitabı okurken doğru zamanda doğru hamleleri yapanların nasıl yükseldiğini, mücadele etmekten çekinmeyenlerin hak ettiği yere geldiğini bazen de doğru yerde doğru hamleyi yapsan bile yetmediğini anlıyoruz.Türk milletinin kurduğu en büyük devlet olan Osmanlı'nın yetiştirdiği ateşli son neslin kimler olduğunu,nasıl mücadele ettiklerini, ateşten gömleği giymekten çekinmediklerini,gerekirse balkan dağlarında eşkıya kovaladıkları,çölde savaştıklarını, sadrazam bile vurmaktan çekinmeyen insanları tanıyoruz. Kitabı okurken Atatürk'ün sanıldığının aksine mücadeleye başlarken o kadar güçlü ve destekçisinin olmadığını anlıyorum. Gazi paşa devrimlerini yaparken ve iktidarını korurken siyasi dehasını bir kere daha idrak ettim.Gazi bir yandan işgalcilerle savaşırken bir yandan da iç siyaset ile nasıl mücadele ettiğini görüyoruz.Mucadele ettiği insanlarda günümüz siyasetçileri gibi sıradan insanlar değil.belinde silahla gezen,darbe yapmış,birbirini vurmaktan çekinmeyen,savaşlarda pişmiş olan insanlar. İnsan şu soruyu sormadan edemiyor; Gazi ülkeyi tam eline geçirdikten sonra şimdiki Türkiye'nin imkanlarının yüzde 20 si olmuş olsaydı Nasıl bir ülke olurduk? Son olarak kitapta milli mücadeleye karşı olan hainlerden de bahsedilmesi yerinde olmuş.

Cumhuriyet’in 100 İsmiEmrah Safa Gürkan · Mundi Yayınevi · 2023424 okunma

·

29 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İbrahim Enes Çavdar