ONLARI BEN ÖLDÜRDÜM / SUAT DERVİŞ Dört öyküden oluşan bu derleme kitapta; “Onları Ben Öldürdüm”, “Mumya”, “... Hikâyesi” ve “Bakışlar” adlı 1929-33 yılları arasında kaleme alınmış, Türk edebiyatında korku türünün öncü eserleri olan hikayeler var. Kitabın sonunda ise N. Didem Düz'ün, Derviş’in gotik türdeki emeğini ve başarısını anlatan “Bir Gotik Seyyah: Suat Derviş” başlıklı yazısı yer almakta. Arka kapakta:" Bana inanınız, ona fenalık etmek, ona eziyet etmek, onu öldürmek istemiyordum. Benim istediğim ötekinin ölümüydü. Ötekinin… Sırrımı, cinayetimi bilenin, bana her an, o her şeyi bilen bakışlarıyla işkence edenin ölümünü istiyordum. O, ortadan kalkmalıydı. Çünkü o dünyada oldukça benim için her dakika bir tehlikeydi. Cinayetimi yalnız o biliyordu. Anlıyor musunuz? Onun varlığı benim hayatım için zararlıydı.” paragrafını okurken ilk anda aklıma Raskolnikov geldi. Raskolnikov kim mi? Suç ve Ceza (Dostoyevski) da baş karakter. Raskolnikov da Alyona İvanovna'yı baltayla öldürürken, tesadüfen cinayeti gördü diye Alyona'nın üvey kız kardeşi Lizaveta'yı da öldürür. Buradan çıkaracağımız ders nedir? Her gördüğümüz olayı izlemeyelim, başımıza iş açılmasın. Kitaba adını veren ilk öykü Onları Ben Öldürdüm, 25 Mayıs - 10 Temmuz 1933'te Son Posta'da 45 tefrika olarak yayımlanmış. Bu hikaye; ata mirası çiftlikteki işleri düzenlemek için köyüne dönen mühendis Nedret ile onun aklını alan, komşu köşkteki masal kahramanına benzeyen, solgun tenli, dalgın bakışlı, esrarlı Sadiye'nin tanışması ve merak ettiği kadının hüzünlü hayatını öğrenmesini anlatıyor. İkinci öykü Mumya ise 18 Eylül - 25 Aralık 1929'da Hareket'te 14 tefrika olarak yayımlanmış. Mumya ise genç bir kız ile toplantı sırasında piyanonun üstündeki resmini çalan yaşlı adamla tanışmasını anlatıyor. Kısa sürede dost olmaları, balolara beraber katılarak, eğlenceli zaman geçirirken yaşlı adamın evlenme teklifiyle bu beraberliğin bozulmasıyla senelerce birbirlerini görmezler ama mektuplaşarak bağlarını koparmazlar. Bir gün ölüm döşeğindeki adamdan acil bir telgraf gelir, vedalaşmak için kadını çağırıyordur. Yaşlı adamın yanına giden kadın, ölüm döşeğindeki adamdan geçmişleriyle ilgili fantastik ilişkilerini öğrenir. Üçüncü öykü ".... Hikayesi", Hareket'in 24. sayısından 31. sayısına, 3 - 28 Ağustos 1929'da 8 tefrika olarak yayımlanır. Koca şehrin kuytu köşesindeki gamlı, küçük bir apartmanda kiracı olan iki komşunun ekmeklerini paylaşarak dost olmalarını ve yaşlı adamın parmağının kopmasına sebep olan korkunç hikayeyi anlatıyor. Son öykü Bakışlar, 4 - 14 Eylül 1929'da Hareket'te 4 tefrika olarak yayımlanmış. Bakışlar bize bir odada saatlerce sessiz oturarak birbirlerine bakan üç kişinin bu durumdayken hissettiklerini, düşündüklerini aktarıyor. Derviş'in yazım yaşamında ilk / orta dönemde, yurtdışına gidip geldiği (1919-1933 arasında) zamanlarda gazete ve dergilerde tefrika olmak üzere yazdığı hikayeler. Derviş, toplumcu gerçekçilik ile birlikte anılsa da, genç yaşta yazdığı 'Kara Kitap' edebiyatımızda ilk gotik romandır. Bu tarzda yazdığı eserlerle kendini kanıtlamış olsa da; gazete için yazılmış olan bu kısa öyküler bana doyurucu gelmedi. İçlerinde sadece kitaba adını veren Onları Ben Öldürdüm öne çıkıyor. Gene de Derviş'in geçtiği edebi aşamayı görmek, yazdığı farklı tarzları karşılaştırmak için okunabilir.

Onları Ben ÖldürdümSuat Derviş · İthaki Yayınları · 202216 okunma

·

326 görüntüleme

Banu SEZER

@Pafim ·

20 Kasım 2023 22:29

Özgün hanımcım yine hakkını veren bir Suat Derviş incelemesi olmuş,emeğine sağlık📚❤️👍👏

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.