Gönderi
Jean-Paul Didierlaurent Fransiz bir yazar. Uzun yıllar bir telekomünikasyon şirketinin müşteri hizmetleri bölümünde çalışmış ve 1997 yılında kısa öykü yarışmalarının varlığını keşfetmesi, ona ilk edebi eserlerini başlatma fikrini vermis. Agirlikli oykuleriyle oduller alan yazar 2014 yılında, bir ay inzivaya çekilerek kaleme aldığı 6.27 Treni Fransa’da yılın edebiyat olayı olarak kabul edilmesinin ardından Michel Tournier Ödülü’nün de aralarında bulunduğu çok sayıda ödül almış. Romani, kısa sürede yirmi dokuz dile çevrilmiş.
Kagit donusum fabrikasinda calisan 36 yasindaki Guylain in hikayesini okuyoruz kitapta. Kitaplari cok seven Guylain, fabrikada kitapları paramparça eden korkunç makine Zerstor 500’ü kullanmaktadir. Kitaplari yok etmekten duyduğu vicdan azabini, her sabah, 6:27'deki trende katlanır bir koltukta oturarak, Şey'in temizlik aşamalarında çaldığı birbirinden bagimsiz kitap sayfalarini sesli bir sekilde okuyarak gidermektedir. Trendeki yolcularin da beğenisini toplamaktadır bu okuma seanslari. Bir gun Guylain, vagonda bir akilli bellek bulur. Ve hayatinin tekdüze akisinin bu bellek sayesinde degisecegini dusunur. Belleğin içindeki metinleri okur ve metinlerin yazarinin peşine düşer. Bellegin icindeki metinlerdeki yazarin da ilginc ve merak edilesi bir hayati vardir.
Diliyle ve betimlemeleriyle keyifli bir okumaydi benim icin. Konu ve anlatim tarzini sevdim. Ancak kitabin sonu beklediğimden biraz farkli bitti. Biraz havada kalan bir bitis oldugunu dusunuyorum. Daha etkileyici ya da daha vurucu bir bitis olabilirdi diye dusunuyorum. Yine de konu itibariyle keyifle okudugumu bir kitap oldugunu soylemeliyim. Tercih edip okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.