Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
ben erzurumdan izmire sağ elimde tabanca, sol elimde sehpa öyle geldim
yıl 1919... 19 mayısta samsuna 3. ordu müfettişi olarak ayak basan Mustafa Kemal, bu tarihten itibaren istanbul hükümeti ve itilaf devletlerinin kendilerinden yapmalarını istediklerinden ziyade kendisinden istenilenlerin zıttını yapmaya başlamıştır. anadoludaki işgallere karşı halkı örgütlemeye çalışan Mustafa Kemal'in amasya genelgesini yayınlaması üzerine hemen ertesi gün istanbul hükümeti Mustafa Kemal'i üçüncü ordu müfettişliğinden azleder, kendisine bağlı 3. ve 15. kolordular üzerindeki görev ve yetkisini sonlandırır, kendisine telgraf gönderilmesini ve kendisinin telgraf göndermesini de yasaklar. okumuş olduğum
Ali Galip Hadisesi
Ali Galip Hadisesi
adlı kitapta istanbul hükümetinin Mustafa Kemal adına uygulamaya koyduğu bu kararların erzincan, malatya, sivas, tunceli, elazığ, diyarbakır bölgelerinde üstünkörü bir şekilde nasıl algılandığını ve bu karar sonrası istanbul hükümeti ve ali galip ortaklığı ile Mustafa Kemal'e karşı yapılmak istenen tutuklama/suikast olayının gelişimini anlatır. 23 haziran 1919da üzerindeki tüm yetkilerin istanbul hükümeti tarafından kaldırılması sonrası istanbul hükümetine yaranmak için doğu ve güneydoğu anadolu bölgesinde ali galip, halit bey, emir paşa gibi kişiler Mustafa Kemal aleyhinde konuşmalar yapıp Mustafa Kemal'in yakalanması gerektiği düşüncesini bölgede yaymaya çalışırlar. bu kişiler bu tarz konuşmaları sivas şehrine yeni atanan vali reşit paşanın yanında da yapıp kendisinden destek beklerler. reşit paşa ise Mustafa Kemal'in anadoluda çok kısa süre içerisinde güç kazandığının, nüfuz sahibi olduğunun, onun bölge halkı ve askerler tarafından sevilip sayıldığının farkındadır. bunun yanında sivas valisi reşit paşa içten içe Mustafa Kemal'e bağlılık da hissetmektedir. işte bu sebeplerden dolayı kendisine Mustafa Kemal aleyhine yapılan konuşmaları duymazdan gelir, Mustafa Kemal'e uygulaması gereken yaptırımları da; ''bana istanbul hükümetinden, dahiliye nazırlığından bu konuda emir, istek gelmedi.'' diyerek geçiştirir. en sonunda sivasa geleceği konuşulan Mustafa Kemal'in tutuklanması gerektiği konusunda hala kendisine konuşmalar yapan harput valisi ali galipe reşit paşa; ''istersen sivas valiliğinden çekilip yerime geçici olarak seni koyayım sen Mustafa Kemal'i tutukla.'' der. ali galip mangalda kül bırakmaz, yaparım, neden olmasın minvalinden cevap verir reşit paşaya. bu konuşmadan bir iki gün sonra Mustafa Kemal sivasa geleceğine dair reşit galipe telgraf çeker. reşit galip Mustafa Kemal'in bu telgrafını, senin yerine Mustafa Kemal'i tutuklarım, diyen harput valisi ali galipe gösterir ve 'buyrun, sivasa gelecek olan görevinden azledilmiş 3. ordu müfettişi Mustafa Kemal'i tertibat alıp tutuklayın.' deyince, ali galip reşit paşaya, 'sen ne yapacaksın peki?' diye sorar. sivas valisi reşit paşa kısa ve net bir cevap verir; ''kendisini karşılamaya gideceğim.'' aldığı bu cevapla yelkenleri suya indiren ali galip reşit paşaya cevap olarak; ''olay harputta gerçekleşseydi onu yakalayıp tutuklardım ama burada bunu yapamam. buranın valisi sizsiniz.'' der. sivasa gelen Mustafa Kemal ise kendisi hakkındaki bu düşüncelerden haberdardır ve bu konu özelinde sırasıyla sivas valisi reşit paşa ve ali galip ile yüz yüze konuşur. her ikisine de ülke adına kötü fikirlere kapılıp kötü fiiller yapmaya çalışmamaları gerektiğini sert bir dille bildirip sivastan ayrılır. bu olayın gerçekleşmesinden yaklaşık bir ay sonra Mustafa Kemal erzurum kongresini toplar. artık işler istanbul hükümeti adına daha da vahim bir hal almıştır. Mustafa Kemal'in niyetini anlayan ingilizler de istanbul hükümetine Mustafa Kemal'in yakalanması için daha fazla baskı uygular. istanbul hükümeti bu konuda bir şeyler yapmak için önceden beri Mustafa Kemal karşıtı olduğunu bildiği ali galipi kullanmaya karar verir ve ali galip Mustafa Kemal'in karşısında ikinci kez belirir. istanbul hükümeti ve ali galip arasında Mustafa Kemal'in yakalanması, tutuklanması hatta gerekirse öldürülmesi konusundaki telgraf trafiğinin başladığı tarih 29/30 ağustos 1919dur. bu tarih önemlidir. zira bu tarihten iki ay önce amasya genelgesini yayınlayıp ve erzurum kongresini toplayan Mustafa Kemal'in yeni bir kongre toplama düşüncesini anlayan istanbul hükümeti bu kongre toplanmadan önce Mustafa Kemal sorununu halletmek ve ingilizlerin kızgınlığını yatıştırmak istemektedir. yalnız ali galip de saf birisi değildir; zeki, uyanık, çıkarcı bir kişiliğe sahiptir. istanbul hükümetinin Mustafa Kemal sebepli sıkıntılı durumunun farkındadır. bu sıkıntılı durumdan faydalanıp istanbul hükümetinden daha fazla kazanç elde etmek ister. istanbul hükümeti ve ali galip arasında ali galipin istanbul hükümetinden istedikleri şeyler konusunda birçok telgraf görüşmesi gerçekleşir. ali galip istanbul hükümetinden; -1908de istifa ettiği askerlik makamına tümgeneral olarak geri alınmasını, -Mustafa Kemal'i yakalamak için toplayacağı adamlara vermek için para, -1908-1919 arasındaki askerlik maaşlarının ödenmesini, ister. istanbul hükümeti ali galipin tüm bu şartlarını kabul eder. zira her şeyden önemli olan Mustafa Kemal'in yakalanmasıdır. ali galip istanbul hükümetine şartlarını kabul ettirdikten sonra Mustafa Kemal'in yeni bir kongre yapmadan yakalanması için kendisine gereken adamları bulmak için dersim, malatya, diyarbakıra yolculuklar yapar. ali galip bu kısa süre içerisinde Mustafa Kemal'in anadoluda ne denli güçlü olduğunun farkına varır. kendisini canını kaybetme endişesi sarar ama istanbul hükümetine kabul ettirdiklerinden de vazgeçmek istemez. bu süreçte istanbul hükümetinin kendisine çektiği, ''durum ne haldedir?, adam topladın mı?, ne zaman harekete geçeseksiniz?'' tarzındaki telgraflarına karşılık ali galip istanbul hükümetine; ''atımın ayağı topal hızlı hareket edemiyorum, elimde adamlara verebileceğim yeterli asker kıyafeti ve silah yok, Mustafa Kemal yanında el bombalı korumalarla geziyormuş, bu soruna çözüm arıyorum.'' tarzında telgraflar çekerek istanbul hükümetini ipe un sererek oyalar. ali galip devamında Mustafa Kemal'i yakalaması için kendisine yardım etmesi için malatya mutasarrıfı halil bey ile dirsek teması kurar. bu bedirhan aşiretine mensup malatya mutasarrıfı halil bey bölgede bulunan ingiliz casusu charles noel ve bu casusun işbirlikçileri olan bölgedeki bedirhan aşiretine mensup kürt beylerinden ekrem, kamıran, ali gibi kişileri büyük paralar ile yanına çekip bölgede kürdistan adlı ingilizlere bağlı özerk bir yapı kurmaya çalışanlar arasındadır. istanbul hükümeti ise bu vahim olaylara dahi aldırmaz. istanbul hükümeti ne ingiliz casusunu ne ingiliz casusunun bölgedeki fitne politikasını ne de bu casusa yardım edenleri önemser. istanbul hükümetinin önemsediği konu Mustafa Kemal'in yakalanmasıdır. yalnız Mustafa Kemal hem ali galip-istanbul hükümeti arasındaki telgraflardan hem ingiliz casusu noelin bölgedeki varlığından hem de bu casusun faaliyetlerinden bölgede yer alan vatansever milli mücadele yanlısı telgraf çalışanları ve komutanlar sayesinde haberdardır. Mustafa Kemal de kendisi ve anadolu adına yapılması düşünülen bu olumsuz düşünce ve fiillere karşı sessiz kalmaz ve bu kişilere, düşüncelere karşı eylemler ile cevap verir. Mustafa Kemal bölgedeki ayrılıkçı kürt beylerini, ingiliz casusu noeli bölgedeki kolordulara verdiği emirlerle sıkıştırır. bundan şikayetçi olan noel, istanbul hükümetine Mustafa Kemal'i şikayet eder. Mustafa Kemal ise bu konuyu kendi lehine olacak şekilde sona erdirmeye kararlıdır. sivas kongresinin toplanmasından sonra Mustafa Kemal bölgede yukarıda adı geçen malatya mutasarrıfı halil beyin evini oradaki askeri birliğin kuşatmasını ister. mutasarrıfın evinin kuşatıldığını gören ali galip, onun Mustafa Kemal'i yakalamak için topladığı adamlar ve bedirhan aşiretine bağlı noelin işbirlikçisi kürt beyleri bölgeden kaçar. yakalanan ingiliz casusu türk ordusunca bölgeden alınıp urfadaki ingiliz ordusuna teslim edilir ve ülke adına bu tarz olumsuz işler yapmaya devam etmemesi istenir. ali galip ise tüm bu olaylar gerçekleştikten sonra dahi istanbul hükümetine çektiği telgrafta hala Mustafa Kemal'i yakalamaya çalıştığını söyler. oysa bu sırada ali galip Mustafa Kemal'i yakalamaya çalışmaktan ziyade canını kurtarmanın peşindedir. ali galip bu amaçla önce kahtaya, sonra urfaya, sonra halepe, sonra beyruta kaçmış; beyruttan da istanbula geçmiştir. nasıl da özveriyle Mustafa Kemal'i yakalamaya çalışıyor(!) okumuş olduğum
Ali Galip Hadisesi
Ali Galip Hadisesi
adlı kitapta olaylar benim yukarıda anlattığım sıra ile anlatılmıyor. kitapta önce sivas valisi reşit paşanın ali galip hakkındaki hatıralarından bahsediliyor. devamında da ali galip hadisesi hakkında yunus nadinin anlattıkları yer alıyor. kitabın üçüncü ve son kısmında ise Mustafa Kemal'in ali galip olayını nutukta nasıl anlattığına dair olan kısım yer alıyor. kitapta istanbul hükümeti ve ali galip arasında telgraf aracılığı ile geçen diyaloglarda okuyucu çok açık bir şekilde istanbul hükümetinin, sadrazam damat feritin, dahiliye nazırlığının ingilizlerden ne derece çekindiğini, Mustafa Kemal'i yakalamak için her şeye razı geldiğini, anadolu üzerindeki emperyalist amaçlarla iş tutan ingiliz casusunu ve faaliyetlerini önemsemediğini... görebilir. okuyucu aynı kitabı okurken/okuduktan sonra yukarıda saydıklarımın zıttı olan; vatansever telgraf memurlarını, ordu komutanlarını, bölge halkını, Mustafa Kemal'in cesaretini, her şeyi bir plan dahilinde yaptığını da görebilir. sayfa sayısı bakımından hacimce küçük olan bu kitap içerisinde adı geçen kişi ve olaylara eğildikçe büyür. zira kitapta adı geçenlerden bazıları gerek milli mücadelenin ilerleyen dönemlerinde gerekse sonraki dönemlerde tekrar ortaya çıkarlar. kimisi milli mücadeleye katılır kimisi hala milli mücadele karşıtı olmaya devam edip kâh sürgünde ölür kâh yüzellilikler listesinde yer alıp sınırdışı edilir. milli mücadele konusuna deyim yerindeyse büyüteçle bakmamızı sağlayıp belirli dönemler/süreçler hakkında ilgilileri daha fazla aydınlatmaya yardımcı olan bu tarz kitapların daha çok kişi tarafından okunması temennimdir. olur da bu kitabı okumak isteyen/ler olursa diye; dosya.co/626ed75j8y4b/Yu... kitabın okuyucusuna, okuyucularına şimdiden iyi okumalar dilerim...
Ali Galip Hadisesi
Ali Galip HadisesiYunus Nadi · Çağdaş Matbaacılık ve Yayıncılık · 20009 okunma
··
470 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.