Gönderi

Görüldüğü gibi yetileriyle sıkı bir bağlantı içinde olduğundan, her biri bir erdeme karşılık gelir: - Üretici sınıf ya da vatandaşların erdemi, ölçülülüktür (sōphrosynē). - Koruyucuların ya da askerlerin erdemi, cesaret ya da yiğitliktir (andreia). - Felsefecilerin erdemiyse sağduyu ya da bilgeliktir (phronésis ya da sophia). Bu erdemlerin yanında Platon'un devletinde çok önem verdiği bir başka erdem daha vardır ki, o da adaletin kendisidir (dikaiosynē). Çünkü Platon'a göre adalet, bireylerin hem kendi aralarındaki hem de toplumla aralarındaki dengeyi sağladığı gibi, sosyal sınıfların hem kendi aralarındaki hem de toplumla aralarındaki dengeyi de sağlar. Demek ki Platon'un devletinde siyasal yaşamı, yani kent devletindeki (polis) yaşamı yöneten ve belirleyen, adaletin kendisidir. Bu yüzden "adalet devletin ideasıdır." Ancak adaletin sağlandığı bir devletin vatandaşları güvenle bir arada yaşayıp karşılıklı alışverişte bulunur. Adaletli bir toplumda aşırı tutkulara, ruhun dizginsiz öfkelerine, kıskançlıklarına, korkularına, hazlarına, acılarına yer yoktur. Toplumda adaleti sağlamakla görevli yargıcın yaşlı olması tercih edilir, yaşamın bütün açmazlarıyla başa çıkmış, deneyimli, iyiyi ve doğruyu kötü ve yanlıştan ayırmada usta, her insana hakkını teslim etmesini bilen bir yaşlı. Mutlu yaşama giden yol, her şeyden önce insanların haklarını korumak ve kimseye haksızlık etmemekten geçer. Yöneticisi ve yargıcı birer adalet simgesi olan toplumun vatandaşı da adil olur; şahsi yaşamında ve yaşadığı toplumda kendi payına düşenle yetinmesini bilir. Hiçbir şeyin fazlasını istemez, ne duygularında ne de davranışlarında aşırıya kaçar; dolayısıyla ölçülülüğün en güçlü erdemlerden biri olduğunu hiç unutmadan, yaşam sürer. Hem kendisinin hem de başkalarının toplumdaki yerini bilen vatandaşların oluşturduğu bir devlet de mutlu ve huzurlu olur. Bu barışın kurulmasının ve sürdürülmesinin birinci şartıdır. Barış tesis etmekse, bir devletin ve uyguladığı siyasetin en önemli sorumluluk alanıdır. Çünkü Platon'a göre özellikle siyaset, hem teorik hem de pratik anlamda bir erdemdir ve bu erdemin amacı devleti iyi, mutlu ve uyumlu kılmaktır. Buyurgan bir tutumu vardır siyasetin, ama bu buyurganlığının altında adaletin yerine getirilmesi esastır. Sorumlu olduğu birçok alan söz konusudur belki, ama en önemlisi savaş yapılıp yapılmamasına karar verecek merci olmasıdır. Platon'un devletinde, yukarıda da değinildiği üzere yöneticiler ve askerler arasında adeta komünist bir düzen söz konusudur. Buna göre bu devlette özel mülkiyet diye bir şey yoktur; vatandaşların malı mülkü, hatta kadınları ve çocukları sadece devlete aittir ve devletin hizmetindedir.
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.