Gönderi

"Toplayıcılar," diye devam ediyordu Harlan, “bitkilerin yaşam döngülerini anlıyorlardı, yılın mevsimlerini, en az çabayla en iyi hasadın ne zaman ve nerede yapılacağını biliyorlardı.” Evrensel besicilik çağında, diyet -karşılaştırmalı çalışmalardan anlaşılacağı üzere- ilk tarımcılarınkinden daha iyi durumdaydı. Açlık çekilmezdi. Insanların sağlığı daha iyiydi, daha az kronik hastalıkları ve “ağızlarında daha az çürükleri” vardı. Haliyle, akla şu soru geliyor: Neden çiftçilik? Neden haftada 20 saat çalışmak ve avlanırken eğlenmek yerine, güneş altında terlemek seçilsin ki? Neden besin değeri daha az ve saklanması daha zor yiyecekler için daha fazla çalışılsın? Neden kıtlık, veba, salgın hastalıklar ve kalabalık yaşam koşulları tercih edilsin ki?" Bunlar çok zor sorular. Yine de, abartarak sorunları çözümsüz gibi göstermemek gerek. Bugün, tarımın dezavantajlarına yukarıdan bakarak söylemek kolay, tıpkı geçmişte bilim çevrelerinin yararlarını abartmaları gibi. Açıkça, çiftçilik bunu yapan insanlara önemli yararlar sağlamıştır: Tohumlar uygun yerlere ekilip, daha fazla ürün elde edilebildi. Tarım kas gücünü artırıp, daha zor projeler için iş gücünü besledi. İnsan gücünü aşan işlerde büyük, güçlü hayvanları çalıştıracak imkânlar yarattı. Öküzler toprağı daha iyi sürdü, atlar ve develer taşımaya yardım etti ve daha fazla yiyeceğin daha hızlı taşınması mümkün oldu. İşi esas yapan insanların ve bu yiyeceklerle yaşayanların çektikleri sıkıntılar ne olursa olsun, tarım bununla geçinen toplumların enerji rezervlerini artırmıştır. Avcılık gibi, değişik "eğlence" biçimleri de yarattı. Jack Harlan bir sabah çok erken bir saatte, Afganistan'da süslü ceketler, balon pantolonlar ve uzun burunlu ayakkabılı bir sürü insanla karşılaşmış. İki davulları varmış, oraklarını sallarken bir yandan da şarkı söylüyorlar ve dans ediyorlarmış. Çadırlarının içindeki kadınlar da onları izliyorlar, adetlere karşı gelmeden olayın mutluluğunu paylaşıyorlarmış. "Durdum ve yarım yamalak Farsçamla sordum; 'Bu bir düğün falan mı?' Şaşırdılar ve şöyle cevapladılar: 'Hayır, değil. Sadece buğday hasadına gidiyoruz." Tarımın hem avantajları hem de dezavantajları olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerek. Geçmişte, dezavantajları yok sayma hatasını gösterdik, çiftçilik tarihin nispeten geç bir döneminde ortaya çıktığına göre, "ilerletici" olmalıydı; belki de biz de çiftçilik yaptığımız için, başka insanların tercihlerinden ya da kendisini önceleyen başka yaşam biçimlerinden daha akılcı bir tercih gibi geldi. Tarımın üstünlüğünü öylesine kolay kabul ettik ki, onun da açıklanmaya muhtaç olduğuna tamamen körleştik. Neolitik dönemde tarımın yaygınlaşmasının kaçınılmaz olduğunu varsayarak açık fikirli bir araştırma ihtiyacından kaçınılabilir: "Tarihin akışının" ya da ilerlemenin kaçınılmaz bir parçası. Ama tarihin bir akışı yoktur, hiçbir şey kaçınılmaz değildir ve ilerleme hâlâ sürmektedir.
Sayfa 108 - 109 - PdfKitabı okudu
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.