"Siegfried Sassoon öldü.
20. yüzyılın
En güzel adlı şairi
Öldü-öldü, dedim.
Ve bunca yıl adını anan olmadı;
Yalnızca bizim savaşlarımızdan
Önceki bir savaşta ölen
Bir iki şair arkadaşı yüzünden hatırlandı.
Onu okumuş muydun? İlgileniyor musun?
-Kimse ilgilenmiyor da,
De Maupassant'ı Düşün:
Üne kavuşmuş, sonra 40 yaşında
Kendi gırtlağını kesmeye kalkmış,
Cannes'da. Bunu başaramayınca,
Paris'e yollamışlar palas pandıras,
Bir huzurevine. Orada emekleyerek
Kendi pisliğini yemiş.
Şu sözler yazılı raporunun son satırında:
Monsieur de Maupassant va s'animaliser.
42 yaşında ölmüş,
annesi daha sağken.
Ya da Swift'i:
Delireceğini önceden sezmiş olması (Ben
bir ağaç gibi öleceğim-tepeden
tırnağa doğru) Dr. Johnson'a göre,
sağlığını da aklıyla birlikte
yitirdiğini gösteriyor. Örneğin,
odasında, önüne konan tabağa
ve içinde önceden parça parça kesilmiş ete
saatlerce bakarmış;
otururken değil de,
yaralı bir hayvan gibi odayı
bir aşağı bir yukarı adımlarken yermiş.
Yıllarca hareketsiz ve sessiz yattıktan sonra ölmüş
son soluğunu hiç direnmeden vererek,
olan parasını bir akıl hastanesinin
yapılması için bırakmış."
❣
Charles Wright'ın "Bolivar'a Mektuplar" şiirinden alıntıdır.
*Bolivar, Tennessee eyaletinde akıl hastanesi olan bir kasaba.
Bu şiir için yakaya resim asmak gerekir, cenaze törenidir.
Bu şiir aynı zamanda bir şairin kendi için endişeyle yaptığı resmi geçittir.