Bazı insanlar vardır.Onlar o devrin ansiklopedisidir.Yakup Kadri de bizim için milli mücadele döneminin bulunmaz bir nimetidir.Hem yaşamış, hem sıcağı sıcağına yazmış hem de bu sıcaklıkta bizi kavurmuştur.Bu kitaplar öylesine yazılmış mitolojik öyküler değil, bizzat bir milletin özgürlük çığlıklarının tek ses, tek nefes kağıda dökülmüş halidir. Kitap yazarın İsviçre hastanelerinde geçirdiği günlerden bahsederek başlar.Burada bazı Milli Mücadele taraftarları ve İttihat ve Terakki üyeleri de bulunmaktadır.Yazar burada gazetelerden Mustafa Kemal'in Milli mücadeleyi başlattığını öğrenir ve büyük bir heyecana kapılıp bir an önce bu mücadeleye katılmak ister.Fakat buralarda Türklere kötü muameler yapılır.Fakat sonra bir şekilde dönmeyi başarır. Döndükten sonra ise İstanbul'da Milli mücadeleden iz göremez.O hala şımarık bir çocuktur çünkü.Mücadelenin kalbi Anadolu'dur.Atlar Sirkeci'den vapura ve hayatının dönüm noktası da burada şekillenir.Burada Mustafa Kemal ile tanıştıktan sonra, ulu önderin vefatına kadar sürecek dostluklarının ilk adımının temelleri burada şekillenir.Cephede Yakup Kadri, Halide Edip ve Yusuf Akçura ekibi Anadolu'daki Yunan mezalimini raporlama üzere görevlendirilir.Sayfa sayfa ilerleyen zafer heyecanı, bu görevden sonra yerini hüzne ve acı gerçeklere bırakır. ■ Bazen bir köyden ortada bir yığın taş görünüyor.Son muharebeler esnasında düşmanın yaktığı şehirleri, köyleri hesaba katmıyorum. Geçenlerde, bir ecnebi gazete muhabiri bütün harabeleri dolaştı, kömür olmuş kereste yığınlarına karışan insan kemiklerini ve memelerinden ağaçlara çivilenmiş kadın cesedlerini hep gördü."(SF129) Kitabın sonunda bizzat Atatürk'ün ağzından dökülen şu cümleler, yeni doğacak cumhuriyetimizin ve onun inkîlaplar safhasının en net işaretidir belki de: ■ Milli mücadelemizin bu safhası kapanmıştır. Şimdi artık ikinci safhayı açmak lazım geliyor. SF172 Milli Mücadele hakkındaki yazılar arasında Yakup Kadri’nin kitaplarının ben de ayrı bir yeri vardır. Bizzat o günleri yaşamış ve mücadelenin yazarlığını yapma görevini üstlenmiş Yakup Kadri, üst düzey yetkililerle görüşme fırsatı elde ederek mücadeleyi hem halk hem de hükümet açısından bizlere net ifadelerle açıklayabilmiştir. Ayrıca o, Milli Mücadele’nin hem Avrupa’dan hem İstanbul’dan hem de Anadolu’dan nasıl göründüğünü aktarabilmiştir. Yazar ayrıca bu kitabında Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük bir komutan ve siyasetçi olması yanında bir de insani yönüyle yansıtmaya çalışmıştır ki bu konuda anlatılan bölümler, bence kitabın en güzel bölümlerinin başında gelir. ■ Atatürk ölünceye kadar sevdiklerini hiç aksamayan, eksilmeyen bir muhabbetle sevmiştir. Bu bakımdan, diyebilirim ki, ömrümde dostluklarında bu kadar vefalı bir insan görmemişimdir." (SF115) Tarihimize ışık tutan bu kitap, değerli bir anı kitabı, bir hazine belki de.Geçmişimizdeki pek çok acıyı, hüznü, kahramanlığı en net şekilde ilk ağızdan yerinde görmemiz, o anları bizzat yaşamamıza etken oluyor belki de.Dilinin lezzeti de buna eklenince, Milli mücadelenin içerisinde biz de ister istemez yerimizi alıyoruz belki de bir yerde.Kronolojik bir sıraya göre ilerleyen kitap, hem de tarih bilginiz için ekstra bir katkı sağlayacak nitelikte hazırlanmış.Kpss çalışma derdinize son verecek doyurucu bilgiler de mevcut diyebilirim içerisinde.Bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz böylece.Bu topraklar üzerinde yaşayan her fert, kendini bu topraklara ait hisseden her birey, Milli Mücadele dönemine dair bolca okumalar yapmalıdır kanımca.Çünkü bu dönemleri iyice araştırmak, olayın mahiyetini iyice kavrayabilmek açısından son derece önemli diye düşünüyorum.Keyifli okumalar. Şu sahneyi de ne zaman izlesem içim kıpır kıpır olur, yeri gelmişken iliştirmek istedim. youtu.be/RZne-uJdJXw?si=...