Buralar ıssız yalnız dönmen güvenli olmayabilir." "Genç ve yakışıklı bir askerle bir başıma yürürken görülmem de güvenli olmaz." "Görülürse ne olur? Benimle evlenmek zorunda mı kalırsın? Eğer öyleyse hiç ayrılmayayım peşinden." Bugün her sayfasını bayılarak okuduğum sevgi, aşkı, aile bağlarını, acıyı sonuna kadar hissettiğim #iskokanzeytinağacı kitabının yorumu ile geldim. Yazarın kalemini bu kitapla tanıdım ve bundan sonra sıkı takipçisiyim. Anlatımını, kaleminin naifliğini çok sevdim. Bir aşk bu kadar masum anlatılır ve hissettirilir. Yazar öyle güzel yazmış ki Yusuf Agah’ı üzgünüm ama gerçekte böyleysi imkansız arkadaşlar. Savaşın içinde olan bir ülke, okumayı seven öğretmenlik tek hayali olan Mihra Elnurava ülkesinin bu durumunu atlatacağını düşünür. Altı çocuklu bir ailenin kızıdır. Babası doktor, abisi askerdir. Çok mutlu, sevgiyi sonuna kadar hissettiği bir ailesi vardır. Yusuf Agah Demiral gönüllü olarak Türkiye'den Karahan'a gelen timde üsteğmendir. Çarşıda duyduğu gülüşün peşine düşer ve zeytin ağacının altında gördüğü güzelliğe kapılır. Gecesi gündüzü onu düşünmekle geçer. Mihra'nın abisinin arkadaşı olan Yusuf Agah evlerine davetli olarak geldiğinde tekrar karşılaşırlar. Aralarındaki çekim kendini belli eder. İkisi de birbirine karşı yoğun duygular beslesende iç savaş bitince Yusuf Agah ülkesine dönecektir. Peki Mihra ailesini bırakıp Türkiye'ye gidebilir mi? Yoksa Yusuf Agah mı Karahan'da kalır aşkı için? Savaşın kötü yüzünü tekrar gördüğümüz, dağılan yuvalar, evlatsız kalan insanlar böyle bir ortamda saf aşkı öyle güzel anlatmış ki yazar kalemine hayran oldum. Bütün karakterleri çok sevdim ama Yusuf Agah bir başkaydı. Her satırı altı çizilmelik, duygu yüklü bu kitabı gözüm kapalı öneriyorum. Bu arada dayanamayıp ikinci kitaptan spoiler aldım o sondan sonra duramazdım.

İs Kokan Zeytin AğacıŞule Avlamaz · Indigo Kitap Yayınları · 2023225 okunma

·

188 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşe