Gönderi

104 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Saçılmaya Hazır Durağan Felaket
Kitaba başladığımda bir gerilim filmine ortasından izlemeye başlamışım gibi hissettim. Kurtçuk ne, italik yazı ne, kimler konuşuyor diye sorular sormaya ve meraklanmaya başladım. Çünkü yazar klasik bir kurguda olduğu gibi kitaba mekanı, karakterleri tanıtarak başlamamış. Klasik bir kurguda bulduğumuz gibi bir anlatıcı da bulunmuyor. Metin, Amanda ile David'in arasındaki diyaloglardan oluşuyor. Aslında kitabı okurken şimdiki zamanı okuyoruz. Aynı sayfa içinde bile bir geçmiş zamana, bir daha da geçmiş zamana ve şimdiki zamana gidip gelebiliyoruz. Yazar bu anlamda soluksuz bir okuma sunuyor. Bu akıcı anlatım da yazarın yarattığı tekinsiz atmosferi daha da güçlendiriyor. Amanda kızı Nina ile tatil için bir kasabaya giderler. Burada Carla ve oğlu David ile tanışırlar. Carla kitabın 3. sayfasında oğlunun başına gelenleri Amanda'ya anlatmaya başlar. Carla, David'i zehirlenmeden dolayı ölmek üzereyken hastaneye götürdüğünü, burada bir çözüm bulamadığı için kasabadaki Yeşil Ev'e gittiğini, burada David'in yaşaması için ruhlarının değişimine izin verdiğini anlatır. Bu kısımları okuduğunuzda kitabın Latin Amerika Edebiyatı'nın büyülü gerçekçilik tarzının hakim olduğunu düşünebiliriz. Ancak kitabın sonuna doğru konunun bununla bir ilgisi olmadığını anlayabiliyoruz. Kitabın sonlarına doğru David'in gerçekten zehirlendiği anlaşıldığında yazarın ruh değişimi ile ilgili kısmı okurları şaşırtmak için kullandığını düşündüm. Zira Latin Amerika kökenli bir yazar okuduğumuz için büyülü gerçekçilik beklentisi olabiliyor. Bir yandan da bu zehirlenme olayını romanın sonuna kadar bir metafor olarak kullanıldığını düşündüm. Lakin yazar kitabının bir katmanını çevre problemlerine ayırmış. Carla ruh değişiminden dolayı oğlu David'in değiştiğini, bahçelerine sürekli hayvanları gömdüğünü söylüyor. Halbuki David onları kendisinin öldürmediğini, onları gömmekle öldürmenin aynı şey olmadığını söylüyor. Aslında doğa ölüyor ve biz bu değişimleri fark etmiyoruz. Onları gömdüm, gömmekle öldürmek aynı şey değil. (Sayfa 61) Kitap bittiğinde ve kitapla ilgili incelemeleri okuduğumda taşlar yerine daha iyi oturmuş oldu. David'in kasabadaki dereden dolayı zehirlenmesini, Carla'nın Amanda'ya içme suyunu içmemesini söylememesini, buna benzer rahatsızlıkların çocuklarda doğuştan veya sonradan ortaya çıkmasını, kasabada hayvan sesinin bile kalmamasını, insanların trafiğe sıkışıp kalmamasını yazarın çevre problemine değinmek için eserinde yer verdiğini anlıyoruz. Problem o kadar büyüktür ki Carla doktorların bu hastalıklara çözüm bile bulamadığını, bu nedenle Yeşil evdeki gibi büyü, ayin vb. şeylerden medet umduğunu gösterir. David hemşirelerin bir işe yaramadığını, bu zehirlenme vakalarında güneş çarpmasına karşı ilaçların verilmesini diline dolar. Eserin diğer önemli teması da anne-çocuk, baba-çocuk ilişkisi. Kitabın ismi olan kurtarma mesafesi de bir annenin çocuğunun doğumundan itibaren çocuğu ile ilgili evhamına dayanıyor. Bu kalıba göre anne çocuğu kendinden uzaklaştığında çocuğuna midesinden bağlı olduğu ip giderek geriliyor ve aralarındaki kurtarma mesafesi uzuyor. Amanda'ya bunun nedeni sorulduğunda kendisine anneannesinden, annesinden bunun bu şekilde aktarıldığını söylüyor. Bir yandan annelerin bu kadar hassas iken kitabın sonuna doğru babaların iletişimsiz olmasını görmek de haliyle garip oluyor. Kitapla ilgili okuduğum bir yazıda çocuğun annesine bu şekilde bağlı olması ile insanların toprağa "toprak ana" demesi arasında paralellik kurulmuş. Toprak anaya bu kadar kötülük yapıldığında bizim de kurtarma mesafemiz artıyor ve biz insanlar ölüme daha da çok yaklaşmıyor, doğadan giderek kopmuyor muyuz? "Anneler niye hep böyle yaparlar? Nasıl? Olası kazaların önüne geçmeye çalışırlar, kurtarma mesafesini hesaplarlar. Çünkü er ya da geç korkunç bir şeyin gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Anneannem bunu anneme çocukluğu boyunca aktardı, annem de çocukluğum boyunca bana aktardı, Nina'yı kafaya takmak benim görevim." (Sayfa 73) "Ben hep en kötü olasılıklara kafa yorarım. Şu an bile kafamda hesap yapıyorum, Nina birden havuza düşerse arabadan çıkıp koşarak ona ulaşmamın ne kadar süreceğini hesaplıyorum. Kızımla aramdaki mesafeye verdiğim isim “kurtarma mesafesi”, günlerimin yarısını bunu hesaplayarak geçiriyorum." (Sayfa 21) "DURAĞAN FELAKET HER YERE SAÇILMAK ÜZERE" (Sayfa 100)
Samanta Schweblin
Samanta Schweblin
Kurtarma Mesafesi
Kurtarma Mesafesi
Kurtarma Mesafesi
Kurtarma MesafesiSamanta Schweblin · Can Yayınları · 20211,253 okunma
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.