“Çünkü bütün varlığın başlangıcı ayrılıktır.” Merhaba ben geldim. Safiye Erol’dan Ciğerdelen ile. Safiye Erol’un adını ilk kez Serkan Hocam vesilesi ile duymuş, kitabını ilk fırsatta almıştım. Araya giren, deprem, taşınma, yerleşme, yeni hayata uyum sağlama derken uzun bir bekleyişten sonra okuma kararı alabildim. Her şey zamanını bekler ya hani, Ciğerdelen’in vakti de bu vakitmiş demek ki. Çerçeve olarak nitelenen iç içe geçmiş hikâyeden oluşan, çok çeşitli konulara değinse de aslolanın aşk olduğu muazzam bir olay örgüsü var metinde. Turhan Bey’in dilinden aktarılan, aşkın baş rolde olduğu bir tarihi roman diyebiliriz. Aynı köklere dayanan aşkın dün ve bugün hallerini okurken bir yandan da Türk tarih ve medeniyetine şahitlik ediyoruz. İlk basımın 1974 yılında olduğunu, günümüz diye bahsedilen tarihin ise 50-60 lar olduğunu hatırlatmalıyım. Yani 70 yıl önce yaşanan bir aşkın aynasından 300 yıl önce Estergon Kalesinin karşısında bulunan Ciğerdelen adındaki Türk kalesinin yansımasını okuyoruz. Metin tarihle, medeniyetle, savaşla, kadınla, aşkla sarmaş dolaş olmuş şekilde insanın halleri üzerinde sizi dolaştırıyor. “Acaba derin ve içli aşklarda insanlar, insanlığın üstüne çıktıkları için mi ilâhların gazabına uğruyorlar?” Çok ama çok sevdiklerim arasında yerini aldı Ciğerdelen. Yaşanılan duygu durumları ile empati kurabilirseniz siz de çok seversiniz. Demem o ki, delikse ciğeriniz kelimelerden yansıyanın kendiniz olduğunu fark edeceksiniz. Mutlaka okuyun. Kitaplara ve kedilere bol bol sarılmak dileğiyle… Sevgiler, “Bazı insanlara etekler dolusu muhabbet tohumu serpiyoruz. Yeşermezler bir türlü, ne hikmettir...”

CiğerdelenSafiye Erol · Kubbealtı Neşriyatı · 20031,104 okunma

·

32 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Huri Demirci