Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Duyumun kişi-ötesi deneyiminin en rahat görülebileceği mekânların kendisi, duyumsal değişimlere neden olan bir failliğe sahiptir. Her şeye karşın mekân, şeyler ve insanlar tarafından tanımlanır: Bir evin mekânı duvarları, pencereleri ve nesneleriyle; bir caddenin mekânı binaları, insanları, hayvanları, arabaları ve benzeri tarafından belirlenmiştir. Mekân duyumsal değişimlere sebep olur çünkü her türden beden -insan, insan olmayan, kolay anlaşılır, güç anlaşılır- duyumsal kapasiteye sahiptir. Coğrafyacı Ben Anderson'ın sözleriyle, duyum "bir bedenin etkilenmesi gereken (bir duygulanım aracılığıyla) ve etkilemesi gereken (modifikasyonların sonucu olarak) kişi-ötesi bir kapasitedir." Duyum kaçınılmazdır; bedenin etkilenmesi ve sı- rası gelince etkilemesi gerekir. Ancak Anderson uyarır, "ilk önce bir 'olay', sonra ikinci olarak böyle bir 'olayın' duygulanımsal 'etkisi' söz konusu değildir." Duyum her zaman gerçekleşir. Kuşkusuz kimi coğrafyacılar dil aracılığıyla ifade edilebilen duygular hakkında konuşmayı tercih eder. Steve Pile'ın her iki tür coğrafyaya dair (duygusal ve duyumcu) yararlı genel bakışı, duygusal "coğrafyacılar[in] çeşitli bağlamlarda - ikirciklik, öfke, kaygı, huşu, ihanet dâhil- çok kapsamlı duyguları betimlemiş olduklarını ifade eder ve uzayıp giden liste endişe ile tamamlanır. Bunlar "bilmenin, olmanın ve yapmanın yolları" olarak anlaşılmaktadır. Duyumcu coğrafyacılar bile sözsüzlük üstündeki ısrarlarına rağmen "öfke, can sıkıntısı, rahatlık ve rahatsızlık, çaresizlik..." hakkında konuşmuşlardır ve onların listesi de uzayıp gider. Her şeye karşın ne düşündüklerini söylemek için sözcükleri kullanmak zorundadırlar.
Sayfa 137 - PdfKitabı okudu
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.