Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
Pembe Atlar
Ünlü ressam Paul Gauguin'nin Tahitideki günlerine misafir oluyoruz bu grafik romanda. Dürüst olmak gerekirse ki dürüst olmak bir gereklilik değil mecburiyettir, çünkü çeşit çeşit yalan dolan ve fırıldaklarla kurulan iletişimde bunu dedi ama aslında bunu demek istedi şekline gelen iletişimler insanı çok yorar, bizi zaten hayat almış yerden yere vurmuş bir de yalancılar dolancılar yormasın. Konuyu uzatıp ben de yormayayım. Neyse grafik roman elime geçene kadar Paul Gauguin kimdir zerre fikrim yoktu. Fiyatın 30 tl olması ve grafik roman olması kitabı edinmemdeki en belirleyici unsur oldu. Fransız ressama karşı fransız oluşumdan mütevellit kendisini yıkama ve yağlama bölümünü maalesef atlamak durumundayım. Kendisi 40 yaşında bankacılığı bırakıp ressam olmaya karar vermiş, uygarlığın insan ruhunu tükettiğini söyleyerek tüketim toplumundan firar edip Tahiti'ye gidiyor. Grafik roman da buradaki hayatına dair kısa bir fragman. Kendisi tam bir düzen karşıtı olarak tanımlanmış ama bu kalıbı ben pek sevmem. Sanki ortada doğru işleyen bir düzen olsa bile düzene karşıtlık edecekmiş bu insanların sorunu haksızlık hukuksuzluk değil de düzenmiş gibi anlamlara gebe olmasını sevmiyorum. Sömürge altındaki bölgede insanların asimile olmasına karşı bilinçlendirme konuşmaları yaptığı için anarşist ve düzen karşıtı deniyor kendisi için. Yerli halka kültürlerini korumalarını, insan ruhunu tüketen uygarlığın boyundurlupuna girmemelerini vaaz ediyor. Kendi doktrinleri dışında başka manifestolara tahamülü olmayan zındıkların radarına takılıyor sonrasında da. Bildiğimiz hikayeler. Romanda, sanatçı ruhunu, okura çok basit ama taşın altını eşeleyerek bulunacak şekilde tarif etmiş bence Gauguin. Bir ressam olarak tuvalin karşısında ne geçmişin ne de şimdinin esiriyim diyor. Kitlelere atalarından miras kalan kültürel vizyonun nasıl slim fit bir medeniyet ortaya çıkardığı ve bu sebeple kısır kalmış bir sanat doğurduğunu söylüyor. Şimdiki zamanın güçlü esen rüzgarına yaltaklanıp ödül ve takdir için sizden beklenilen şekilde hareket ediyor olmanız da Gauguine göre sizi zili duyunca salyası akan bir köpekten daha fazlası yapmaz. Sizden kahverengi bir at resmi bekleyenlere pembe bir at vermenizi, gördüğünüz her şeyi nasıl gördüklerini düşünerek algılamayı bırakıp, ne gördüğünüze kendi yorumunuzu getirmenizi bekler. İnsanların kendi tanımlarına ve keşiflerine medeni toplum müsamaha gösteremez. Çünkü toplumlar aslında kaostan arındırılmış ve basit yönergeleri takip ederek günün sonunu kaybolmadan getirebileceğimiz bir sürü kalabalığııdır. Herkes kendi keşfi ve tanımıyla toplumda var olmaya çalışsa bu kaos birey sayısı kadar kanun kanun sayısı kadar kanun koruyucusu ve işletici gerektirir. Maalesef toplum kaynakları bize üç beş kimlik dayatıp daha öznel olma şansımızı törpülüyor. İşte ruhumuzu tüketen nokta tam olarak burası. O üç beş kimlikten biriyle uyuşmayan her karaktere bir paket lansor ve dolarex hediyelerimiz yorumdaki linklerde olacaktır. Sağlıcakla kalın.
Gauguin: Yolun Ötesinde
Gauguin: Yolun ÖtesindeMaximilien Le Roy · Karakarga Yayınları · 201873 okunma
·
236 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.