Gönderi

80 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
umutsuz çığlıklar..
Neden mi umutsuz çığlıklar? Bu hem Dante'den alıntı bir söz, hemde "yapmacık sözcüklerin arasında bazen insanın hayrete düşürecek derecede dürüst bir tını hissedebilir.” bu cümle bana kitapta yazıya dökülmemiş ama okurken duyduğum çığlık sesleri ve umutsuzluğu hissettirdiği için.. Evet kitabı okurken dile gelmemiş binlerce sözcük geçti zihnimde. Nasıl ki dazai "ben özgüvenimi yitirdim" dediği yerde aklıma gelen diğer okuduğum kitaptaki alıntılar ve duyguları hissettim. Bu kitap bir önceki okuduğum dazai eserlerinden farklı olsa da ortak bir noktası yine var. Bu kitapta açık açık kendini yazdığını dile getirmiş mesela. Diğer eserlerinde bu pek açık görülmüyordu, tabi bu benim düşüncem. Ve aynı şekilde bu kitapta bir tek umut kırıntısı dâhi göremedim.. Hepimiz önce kitaplar hakkında araştırma yapıp öyle başlarız kitaba. Bende bir çok okuduğum eseri araştırmadan başlamıyordum. Ama dazai'nin diğer eserlerini okuduğum için bu kitabı elime alıp hakkında hiç bir bilgiye bakmadan ilk sayfadan başladım. İlk satırları okurken şaşırdım.. Aslında kendinisi bir karakter olarak yazıp ve yazarken aralarda dazai olarak çıkmasını beklemiyordum. Ama bu yazı dili gerçekten hoşuma gitti. Yozo Oba belki kendi zihnindeki bir başka kişiliği idi. Bundan pek emin olamıyorum çünkü kitapta Yozo dan çok diğer karakterlerin muhabbetleri va bakış açıları daha fazla geldi. Ama ben okurken diğer karakterlere bu sefer odaklanmadan sadece ama sadece dazai'ye odaklı ilerledim. Bir nefeste başlayıp bitirdim. Keşke hiç bitmeseydi diyeceğim o kitaplardan oldu. Kitapta iki kez "baba" kelimesi geçiyor. Dazai'nin iyi bir aile hayatı olmadığını biliyordum ama bu kitapla ailesi hakkında söylemek istediği çok şey olup neyseler diye geçiştirdiğini hissettim.
Batan Güneş
Batan Güneş
bu kitabı okurken dazai'nin bir şeylere tutunduğunu, bu hayattan öyle kolayca gitmek istemediğini hissetmiştim. Ve kendisi de bazı sırların esiri olup hastalığa sürüklenmiş biri olduğunu
Soytarı Çiçekleri
Soytarı Çiçekleri
kitabını okurken daha çok fark ettim. Bu sefer 'neden yaşıyorum' dan çok 'bu eseri neden yazıyorum' sözleri ile doluydu bu kitap. Kendine özgüveni olmadığı için kendisini sanatçı olarak göremiyor ve yetersiz hissediyordu. Ama sanatçı olmak istemesinin altında birilerine bir şeyler kanıtlamak istediğini düşünüyorum. "intikam" ? Bizi en çok hasta eden şeyde düşüncelerimize esir düşmek değil mi? Sürekli olarak ya bir gözlem yada bir kendini aşağılama çabasında olan dazai "utanç verici bir hastalık" diye nitelendirdiği şey; düşüncelerine ve sırlarına yenik düşmesi gibi geliyor. Ama bu utanç verici olmamalı! Minerva tanrısından örnek verdiği yer çok hoşuma gitmişti. Hatta bundan önce dazai'yi ilk olarak bir çiçek sonra bir melek olarak gören ben şimdi onu Minerva tanrısı olarak görüyorum. “en büyük keşifler, düşünceler en zor ve buhranlı zamanlar da yapılır.” Minerva tam da bir dazai... Kitapta ironiden bahsettiği bir bölüm vardı, orada aslında geçmiş sayfalara dönüp bakınca bazı açılardan ironi olan şeyler olduğunu ama bunların bir o kadar da gerçek olmasının ne kadar can yakıcı olduğunu fark ettim. “insanın kendisiyle alay etmesi çok sefilce bir şey.” Diğer karakterler hakkında pek konuşmak istemesemde Mano hakkın da çok fazla düşüncelerimin olduğunu söylemeliyim. Dazai'nin başka bir sırrı da Mano'da yatıyordu gibi geldi. "Sakın ha! Ateş böceğinin güvenine ihanet etme!" bu cümle de beni etkilemiş oldu. Son bölümü okurken göz yaşlarımı tutamadım, hatta söylediği şu cümle beni yaraladı. "bu romanı yazarken ben, Yozo'yu kurtarmak istemiştim." işte burda da benim sessiz çığlıklarım yankılanıyor... "Biz sadece o dağın zivesini merak ediyoruz. Orada ne var? Acaba ne olabilir?" bu sözleri ile şunu diyebilirim ki o dağ dazai ise zirvede
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı Yitirirken
kitabı var ve ben zirveden çok o zirveye ulaşan yollarda neler var merak ediyorum. Merakım gün geçtikçe de artıyor bu yüzden seni daha iyi tanıdıktan sonra zirveye ulaşıp orada beni hayal kırıklığına uğratmayan şeyler ile karşılaşacağıma eminim. Doğa betimlemesi yapamadığını söyleyen dazai aslında mükemmel bir şaheser ortaya koymuş. Ben bu kitabı çok ama çok beğendim. Dazai ile konuşmak mükemmel bir duyguydu. Kitap bittikten sonra ona sarılıp uzunca bir iç çektim. Canımı acıtan şeylerin olduğunu fark etsem de düşüncelerim ve hislerimin ortak kişisi dazai gibi geliyor. Teşekkürler dazai Yozo Oba ile tanışmak da büyük bir zevkti aynı şekilde seninle muhabbet etmekte. Güneşe doğru büyümek istedik, hayatının ikinci perdelerini merak edip yaşamaya devam ettik. Güneşi batırdık ve Yozo ile tanıştık, şimdi sırada ne var?
Soytarı Çiçekleri
Soytarı ÇiçekleriOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20231,666 okunma
·
188 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.