Gönderi

Türk Devleti, özellikle Suriye savaşı sonrası Hamas'a olan istihbarat/mali/askeri desteğini büyük ölçüde arttırdı. Önceden Lübnan'da ki Fecr grupları dahilinde Hizbullah/İran'a yakın olan Hamas; Yemen'de Husilerin Fecr grupları ile mezhepsel çatışması ve Suriye'de Hizbullah'ın Hamas'a yakın diğer gruplara saldırması sonrası, Kendi ekolü olan Türkiye'ye yakınlaşarak askeri kapasitesini fazlasıyla arttırdı. Bugünkü görülen lojistiğin büyük bölümünün (çoğunlukla yer altından) Mursi'nin kısa süreli iktidarında sağlandığı, Türkiye ve Katar'ın burada ciddi rolleri olduğu çok net biliniyor. Katar zaten her yıl resmi yoldan 100 milyon dolar yardım ile Gazze/Hamas'ı desteklerken, Türkiye askeri alan üzerinde durdu. Nasıl ki, Suriye'de ÖSO üzerinden birçok ABD/İsrail planı sekteye uğratılıp zaman kazanıldıysa, Hamas üzerindende Gazze ve Akdeniz için benzer adımlar atıldı/atılıyor. En son 2022 yılında ABD Hazine Bakanlığı, Türkiye ile Hamas arasında 500 milyon dolarlık bir gizli/askeri ağ olduğunu belirterek, soruşturma istemişti. Buradanda anlaşılıyor ki, özellikle son 3 yıldır Türkiye mevcut çalışmalarını hızlandırmış. Tüm bunların dışında son zamanlarda çokça dillendirilen; 'Neden Hamas böyle bir operasyon başlattı, İsrail'e mi çalışıyor?' şeklinde bir algı/sual oluştu. Hamas'ın bu operasyonu başlatacağından İsrail'in (Mossad/İran üzerinden) yüksek ihtimalle haberi olmuştur. Ancak bu operasyonun İsrail-İran ortaklığında sabote edildiği; İran'ın serbest bırakılan 10 milyar doları, ABD ile karşılıklı sunulan güven mektupları ve 'bize mi sordunuz' çıkışlarından net olarak anlaşılıyor. Bunun haricinde Hamas eğer bu operasyonu başlatmasaydı, İsrail en geç 1 ay içinde Gazze işgaline zaten başlayacaktı. G20 zirvesinde, Çin'in İpek Yoluna karşı (antitez olarak) ortaya çıkan IMEC projesini ilk sahiplenen ülkenin İsrail olduğunu unutmadan, Hem bu proje, hemde bağlantılı olan Doğu Akdeniz enerjisinin hakimiyeti savaşında, İsrail/ABD/İngiltere üçlüsünün ortak hedefi ilk olarak Gazze/Hamas'ın kesinlikle ortadan kaldırılması yönündeydi. Tabi bundan sonra(başarabilirlerse) hedeflerinde Lübnan ve Suriye var. Esad'ın Suriye bekçiliği, ABD/İngiltere'nin her daim diplomatik tetikçisi olan Fransa üzerinden(tutuklama emri ile) bitirildi. Son olarak BAE/Suud/Mısır'ın başından itibaren bu planların içinde olduğunu/desteklediğini de unutmamak gerekiyor. Tüm bu gelişmeler karşısında, Çin ve Rusya'yı soranlar oldu/olacaktır. Bu, başka bir grift yazının konusu olacak.
·
41 görüntüleme
Ahmet okurunun profil resmi
Eder, edecektir. Söylemlerin hiç bir önemi yoktur. Önemli olan atılan fiili adım ve girişimlerdir. İran, Hamas'ı desteklediğini söylerken, Lübnan üzerinde Hamas'ın kolu olan Fecr ile çatışıyor. İran/Husiler savaş ilan ettiğini söylerken, Kendisine 250 km mesafede ki İsrail askeri üssüne(Eritre) kurşun atmıyor. Kısacası söylemlerin önemi yok.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.