Sonu Yalana Çıkan Gerçekler
"Uyarı: Kitabın içeriğine ilişkin pek çok detay verilmektedir."
Büyük Defter ile savaş bitmiştir. 
Kanıt ile ise savaş sonrasında olanları okuruz. Bu kitapla isimlerinin Lucas ve Claus olduğunu öğrenmiş olduğumuz ikizler üçlemenin ilk kitabının sonunda ayrılmışlardır. Kalan Lucas'tır ve savaş sonrası onun hayatını okuruz. Üçlemede hikayenin geçtiği ülkenin adı verilmemiştir. Lakin hem yazarın hayat hikayesi hem de Macar oluşu, bu ülkenin Macaristan olduğunu anlamamıza neden olur.
Sıcak savaş dönemi yerini iki kutuplu soğuk savaşa bırakmıştır kendini. Bunu da yine sürekli "parti" lafları geçmesinden, din adamlarıyla yakın olmaktan uzaklaşan insanlardan anlarız. Aslında Macaristan yağmurdan kurtulmuş ve karşısına dolu çıkmıştır. Savaş bitse de açlık ve sefalet devam etmektedir.
Dönemin yanında anlatımda da değişim olmuş ve ilk kitap ikizlerin ağzından aktarılırken; bu kitapta üçüncü tekil kişi anlatımı kalan ikizi, Lucas'ı odağına almıştır. Claus, babasının ölümü ile kendisine açtığı yol üzerinden sınırı geçmiş ve başka bir yerde hayat arama yoluna girmiştir. Lucas kardeş özlemiyle kahrolmuştur, ikiziyle kurduğu düzeni darmadağın olmuştur. Kardeşini beklerken başkalarının hayatına dokunmak ister Lucas.
"Birbirimizden ayrılmaya karar vermiştik. Bu tümden bir ayrılıştı. Sınırlar yetersiz kalıyordu. Sessizlik de gerekliydi." (Claus- Sayfa 174)
Bu hikayede Lucas'ya ensest bir ilişkinin kurbanı Yasmine, bu yasak ilişkinin meyvesi Mathias, sevgilisi "onlar" tarafından öldürülen Clara, parti yönetiminden gizli yönelimleri olan Peter, kitabını bitirmeye çalışan Viktor'dur. Bu karakterlerin hepsi de savaşla hayatları yerle bir olan karakterlerdir. Lucas, bu karakterlerin çoğuna bir nevi aile olmaya çalışır. Lakin böyle yerlerde aile kurmak, aile olma bir hayaldir. On beş yaşında sakat Mathias'ın babası olur birden. Gecelerini, kocasının idam edildiğini öğrendikten sonra bir gecede saçları beyazlayan Clara’yla, gündüzlerini ise Mathias’la geçirir. Gece gündüz birilerine sığınak olmaya çalışır. Kendisine bağlanan Yasmine Clara'yı kıskanmaya başlar ve günün birinde yok olur. Bu Mathias'ı derinden etkiler ve o da annesini beklemeye başlar. Yasmine'e de ne olduğunu sonradan öğreniriz.
"Ölenlerle gidenler arasındaki tek fark bu, değil mi? Ölmeyenler geri döner." (Mathias- sayfa 87)
Yazarın üçlemesinin tamamında; savaşı, şiddeti, göçü, göçmenliği, kimsesizliği, kimliksizliği, açlığı, cinayeti, intiharı, aile içi ensest ilişkilerin hepsini görürüz. Bu konu başlıkları kimi zaman bir "gerçek" olarak anlatılır kimi zamansa bir "yalan" olarak aktarılır. Bu kitabın sonuna kadar anlatılan her şeyi gerçekmiş gibi okuruz. Ancak kitabın sonunla birlikte "Ne oluyor burada?" diye soru sorup 
Üçüncü Yalan'ı merak edersiniz. Yazarın kendi hayatının da en büyük konuları olan "kimlik", "vatansız olma", "aile ve özlem" konuları buradan itibaren üçlemenin ana konuları olur.
Kanıt, üçlemenin ilk kitabındaki sert ve yalın üslubun devam ettiği bir kitap. Yine kitabın sonunda ters köşe oluyorsunuz ve "Bu da nereden çıktı şimdi?" diyorsunuz. Yazarın çocuklar üzerinden kurmuş olduğu anlatımı çok çarpıcı buluyorum. Bittiği gibi üçüncü kitaba geçin, benim kadar araya aylar sokmayın derim. İyi okumalar.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan 
Agota Kristof Büyük Defter
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.