Kendisiyle savaşanlar
Aslında kitabın adını çok hoş bulanlardanım. Kendisiyle savaşmayan egoist ve kibirli insanlardan değilim.
Sürekli kendi haliyle savaş içerisinde birisi olarak
kitabın asıl adı ''der kampf mit dem daemon''
da fena durmuyor. Kendisiyle savaşan 2 kişi daha var Ey Stefan gardaşım.
Bunlardan birisi sabahattin ali ve özdemir asaf.
sabahattin ali'nin içimizdeki şeytan kitabını nasıl yazmazsın.
Ayırıca alt Ek'te dizede belirtmeliyim ki bu güzel dizeleri görmemek
nasıl ayıptır. Bu ayyıpla yaşa emi. Ey stefan zweig
dün sabaha karşı, kendimle konuştum.
ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
yokuşun başında bir düşman vardı,
onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum...
özdemir asaf
( 1923 - 1981 )
neyse bla bla diyip konuyu bağlıyorum.
Hölderlin - Kleist - Nietzsche
yazarların hayatlarının benzer yanlarını anlatıyor. Ben sadece Nietzche reisi tanıyorum. Oda meşhur kitabı böyle buyurdu
Zerdüşt'ten diğer yarışmacı arkadaşları tanımıyorum. Bu kitap sayesinde ikisi hakkında bağzı çalışmalar yapmam
icap etti.
Kısaca anlatmak gerekirse aslında karakterlerini belirleyen
iç çatışmalarını anlatmış. Bunu yaazarken kendimizle savaşmak
acaba karakterimizi ne kadar etkiliyor diye düşünmedim desem
Yozgatlı bir basic seviye yaşayan birisi olarak felsefe yapmış mı sayılırım
bilemedim.
İçlerindeki yaşanan çatışmalar ömürlerinin sonuna kadar böyle devam etmiş
Ne kadar olduğunu kestiremedim.
yüreği soğuyanın savaşı bitmiştir desem acaba ne kadar kesinlik var emin olamadım.Çok fazla betimele var
ama yinede psikolojik yanı olduğunu çok düşünemedim.
Stefan gardaşım Hölderlin, Kleist ve
Nietzsche’nin hikayelerini benzer devir de yaşayan Goethe’nin hayatıyla
mukayese etmiş. Yaw şimdi Yozgatta yaşayan benimle
Almanyada yaşayan bir osman nasıl bir olur?
belirtmeliyim ayrıca
seni severim stefan gardaşım ama dost acı söyle burda saçmalamışsın
alın yazıları benzer olması da insanı böyle bir düşündürmüyor değil
. üçü de son derece büyük,
İçlerinde kopan fırtınaları hissedebildiğimi düşünüyorum çok fazla zeki olduklarından
zekanın ve
tutkunun içinde derin bir ateş olduğunu ve içine atılmışlar ve yaşamları zamanından
önce korkunç bir zihinsel ıstırap ve duyuların ölümcül fikirlerin beyni ve bedenlerini sarması
delilikle ya da intaharla son bulmuştur.
kendi zamanıyla bağlantı kuramamış,
kendi kuşağı tarafından anlaşılmamış olarak,
mesajlarını bir meteor gibi kısa,
parlak ışıklarla geceye yaydılar.
Forumda ve ekşi de herkes beğenmiş laaaakin ben hepinizden önce fosforlu kalemle altı çizdim.
şeytani demekle kastettiğim şey,
her insanın temelinde ve özünde yatan o doğuştan
gelen huzursuzluktur ve bu huzursuzluk onu kendinden çıkartır,
onu kendinden alıp sonsuza, asıl olana sürükler"
İşbankası yayınlarına bayıldığımı da belirtmek istiyoruken birde söyle bir alıntı paylaşmazsam olmaz
iş bankası yayınlarından çıkan kitap zweig'ın
önsüzünden sonra şu cümleyle başlar:
"yeni yüzyıl, on dokuzunca yüzyıl, çocuklarını sevmedi"