Gönderi

168 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Turgut, Selim, Hamlet, Dazai'nin Hamlet'i...
Hamlet
Hamlet
her ne kadar daha önce de adını duysam da ilk kez
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
ile aşina olduğum bir karakterdi. Tutunamayanlar'ı okuduğum zamanlarda henüz onu okumadığım için yapılan göndermeleri pek anlamamıştım ancak birkaç gün önce okuyunca Hamlet ile Turgut'un benzerlerini çok rahat görebildim.
Yeni Bir Hamlet
Yeni Bir Hamlet
'e gelince, bu eser de sırf Hamlet ile karşılaştırıp
Osamu Dazai
Osamu Dazai
'nin karakterleri nasıl ele aldığını görmek için aldığım bir eserdi. Ama okurken aynı zamanda kaçınılmaz olarak Tutunamayanlar'ın Selim'ini hatırladım. Bu yüzden de "Hamlet eşittir Turgut, Yeni bir Hamlet yani Dazai'nin Hamlet'i eşittir Selim" diyerekten bir karşılaştırma yapmak istedim~ Öncelikle Hamlet ile Turgut'un benzerliğinden bahsedecek olursam, her ikisi de bir ölümün ardından gerçeklerin peşinde koşuyor ve harekete geçmeye çalışıyor. Hamlet babasının ölümünün arkasında yatan gerçeği daha çok öğrenmeye, somut kanıtlar üstüne oturtmaya ve buna göre intikam almaya çalışıyor. Fakat her ne kadar böyle bir arzu duysa da bunu tam olarak gerçekleştiremiyor, eyleme geçemiyor. Evet, istediği şey sonda oluyor ama kendisini de kaybediyor. Genel olarak çevresinde olup bitenin farkında ama insanların deli olarak gördüğü ya da deli numarası yapan birisi gibi görünüyor. Turgut da aynı şekilde Selim'in intiharının arkasında yatan sebepleri somut bir temele oturtmaya çalışıyor. Onun çevresi ile konuştukça aslında anladığı halde bir türlü kabullenemiyor. Hamlet'teki gibi çevresindeki insanların düşündüklerinin farkında ve Selim'i bu hale getirenlerden intikam alma/onlardan daha çok nefret etme isteğinde ilerliyor ama bu isteği hiçbir zaman bir sonuca varamıyor. Hamlet gibi düşünceleri aklını gittikçe daha da çok kemiriyor ve sonda o da bir nevi Selim'le aynı yola gidiyor gibi... Yeni bir Hamlet'in Hamlet'i ise daha çok Selim'e benziyor. Buradaki Hamlet orijinal Hamlet'e göre daha saf/pasif. Ona göre dünyadaki her insan iyi ve aynı zamanda kötü gibi. Örneğin, bir yandan amcasına, annesine ve onlara sözlerine güveniyor; bir yandan ise onların onun arkasından iş çevirdiğini emin bir şekilde konuşuyor. Orijinal Hamlet de kendini eleştiriyordu ancak burada direkt -Dazai'nin diğer eserlerinde de bolca gördüğümüz gibi- ağır bir öz eleştiri var. Kendini hiçbir zaman harekete geçemeyen, her zaman kandırılan birisi olarak görüyor. Aslında bilerek soytarılığa özendiğini görüyoruz ve onun bu soytarılığına insanların -onu seviyorlarmış- verdiği tepkiler sahte geliyor. Başkalarının kötülüğünü bilse de kendini hiçbir şey hak etmeyecek kadar kötü görüyor. Kısaca "İnsanlar kötü ama ben de kötüyüm ve tamamen acınasıyım." düşüncesi ile hareket ediyor. Tutunamayanlar'ın Selim'ine gelecek olursak, o da tam olarak Dazai'nin Hamlet'i gibi. İnsanların içine girmek için onlar gibi olmaya çalıştığını ve aslında bir nevi soytarılık yaptığını kendisi dile getiriyor. Aynı şekilde hiç büyüyememiş bir çocuk gibi ne insanları ne dünyayı anladığını söylüyor. İnsanların onu kandırmasından, bu sebeple daha da acınası bir hale geldiğinden dem vuruyor. Onun hareketlerindeki tutarsızlıkları Yeni Bir Hamlet'in Hamlet'inde de görüyoruz. Bir şeylerin farkına gibi olsa da kararsızlığından, eylemsizliğinden ve kendine olan öz eleştirisinden en çok kendisine zarar veriyor. İşte bu sebeple Hamlet = Turgut, Yeni Bir Hamlet = Selim diyorum~ #edebiyat #japonedebiyatı #shakespeare #dazai #oğuzatay
Yeni Bir Hamlet
Yeni Bir HamletOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 2022621 okunma
·
86 views
alanguva okurunun profil resmi
Tabii Tutunamayanlar'ı katmadan bu iki kitap özelinde kısa bir karşılaştırma daha yapacak olursam, Hamlet'in kurgusunda karakterlerin rolleri -yazıldığı yüzyıldan da kaynaklı olarak- daha belirgin gibi. Yani kralın kötülüğü ve yaptığı iş ortada. Polonius kralın şakşakçısı olarak orada gibi. Yeni Bir Hamlet'in karakterleri ise ruh dünyalarının karışıklığını yansıtıyor. Örneğin, kral öyle bir konuşuyor ki onun dediklerine hak veriyorsunuz ya da Polonius gerçekten kime düşmandı, gerçekten amacı ve değer verdiği neydi diye daha çok düşünüyorsunuz. Bir de bunun yanı sıra en çok dikkatimi çeken şey, kadınların her iki eserdeki konumu oldu. Hamlet'in annesi olan kraliçe, krala nazaran daha sakin tepkiler veren birisiydi. Örneğin, Hamlet gerçeğin oyununu oynadığında belirgin tepkiler veren kraldı. Dazai'nin eserinde ise kraliçeyi daha fevri tepkiler veren birisi olarak görüyoruz. Sanki hem kraliçe hem Ophelia daha kurnaz, daha içten pazarlıklı ama aynı zamanda akılları yetmediği için daha kolay kandırılabilen ya da yorumlar yapabilen insanlar gibi ki eserin bir yerinde "Kadınlar böyle şeyleri anlamaz." sözleri ile de bu durum destekleniyor. Kısaca Dazai eserinde "İnsanların kalbi gerçekten çok basit. Bir kamış gibi rüzgarla sağa veya sola savruluyorlar." (151) sözünü güzel kanıtlamış~
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.