Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

368 syf.
3/10 puan verdi
İçimi döküyorum
gecenin birinde can sıkıntısından uygulamaya girip tüm kitaplarımı girdim. uzatmayacağım spoiler içeren yazılar olabilir. Kitaba bu kadar düşük puan vermenin sebebi büyük ihtimalle çok büyük beklentilerle giriş yapmış olmam. Çevreden de sosyal medyadan da sürekli kitap okuma alışkanlığını bununla kazandım, romantik türe bununla giriş yaptım ölsem arkamda bu kitabı bırakırdım gibi inanılmaz yorumlar alıyordum. Kitaba hiçbir şey bilmeden hiçbir spoiler almadan başladım. Olumlu yönleri bakımından: kitabı martı yayınlarından okudum. Dolayısıyla insanı mest eden bir çevirisi vardı hatta tam metin çağdaş çeviri damgası vardı. Kitap sizi o zamanın fransasinda resmen gezdiriyor ve hissiyat açısından okuması çok keyifli. Ayrıca ana karakterin hayatının çok ilginç olmasıyla da daha ilk sayfalardan kendisini bağlıyor ve içi kendini tekrar tekrar kendini okutan alıntılarla dolu. Ancak kitap ilerledikçe şöyle bir sorunla karşılaştım; kitap ilerlemiyor arkadaşlar. Kurguya katkısı olmadığı halde sırf kitap uzun olsun diye yazılmış gibi duran aşırı göze çarpan yerler var. Mesela mösyö mortsaufun hayat hikayesi. Evet o bir ana karakter evet elbette hayatı önemli. Ama yazarsın böyle böyle mesleği vardı, şu bu olay yaşandı bunlar yüzünden bu adam böyle biri oldu, bu kadar. Ciddi anlamda sayfalarca adamın aldığı nefese kadar yazılmış ve okurken ya banane kardeşim falan dedim. Evet her ama her sayfanın kurguya katkısı olmasına gerek yok ama olmadığı halde bu kadar uzatmanın anlamı ne mösyö mortsauf hiçbir zaman öyle beni çeken bir karakter olmadı hatta kimse için öyle olduğunu sanmıyorum böyle bir karakter niye sizi çeksin ki? Hatta ve hatta genel olarak felix dışında hiçbir karaktere adam gibi ısınamadım hepsi birbirinden itici hani karakterlerde kendinizi bulduğunuz kitaplar olur bu asla onlardan değil sadece felix ve biraz Madeline. Bu kadar Madeline de çocuk zaten niye itici olsun. Kitapları atlaya atlaya okumayi sevmem ama bu açıdan bu kitap bana bunu alışkanlık haline getirdi. Yada mesela Madame mortsaufun mektubu. Ciddi ciddi saydım 11 sayfa. Sayı size az gelmiş olabilir ama özellikle madame mortsauf gibi aşırı yobaz aşırı berbat düşünceleri olan bir kadın için fazla bile olmuş. 2 sayfasını okudum ve bıraktım mektuptan bir sayfa daha okumadım. Bitirmeye yakın biraz daha inceledim mektubu zaten çok okunmaya değer bir şey de değilmiş. Bunlara değinmek yerine ana karaktere daha fazla odaklanilsa bence daha iyi olabilirdi tamam değinilmiş zaten ama bana o kadar ilginç gelen bir karakter ki Felix açıldıkça ben açılıyordum ve okudukça okuyasim geliyordu. Madame mortsaufun düşünceleri de bir kadar umurumda değildi. "Bir kadının görevi ne olursa olsun kendinden feragat etmek, gelenekler yasalar iyidir insan kısıtlı olduğu yerde mutludur, itaat etmek insanı ilerlemeyi önlemez " kokusundaki düşünceler okudukça cemaat yurdundaymis gibi hissettiriyor. Sürekli namusum namusum diye gezip duruyor, evli olmadığı genç bir erkeği evine alıp kocası hasta yataginda ateşler içinde yanarken onunla kol kola gece yürüyüşleri yapması, çocukları kötü bile etkileniyorsa dahi boşanmak yerine evliliğine devam etmesi, gerçekten de boşanıp yeni bir hayat kurup çocuklarını daha sağlıklı bir aile ortamında büyütmekten daha mı namuslu? Her şeye her noktada bu kadar fazla çocuklarım çocuklarım, her şey çocuklarım için falan diyen birisi varsa o kişi net bir haltlar yemiştir kusura bakmayın ben gerçekten böyle düşünüyorum yaptığı bazı şeylerin çocuklarıyla hiçbir alakası yoktu. Çocuğun dana ne kadar aşık olduğunu biliyorsun, evliliğinin noktasına virgülüne me kadar mutsuz olduğunu paragraf paragraf anlatıyorsun gerçek hayatta bunu hiçbir erkek normal karşılamaz ve "bana bir mesaj vermeye çalışıyor galuba" diye düşünür. Tamam bu bir kitap ama fantastik kitap değil sonuçta. Gerçekten bu kadar mutsuzsan ayrılmak zorundasın "her şey çocuklarım için" bahanesi bir yere kadar seni taşir. Evliliğinin en kötü yönlerini sana kor kütük aşık ve senin için her şeyi göze alacak kişiye gece gündüz anlatmak nasıl namuslu olmak olabilir? Kimse derdini insalara anlatma içinde yasa demiyor. Ayrıca bu hareketleri bu kadının kitaptaki kişiliğine de uymuyor. Hani bu kadar güçlü saygı duyulan ve bağımsız görünen bir kadın nasil oluyor da kendisini bu kadar küçük görüyor bu kadar şeye boyun eğip sessiz kalıp muhafazakar düşüncelere sahip oluyor ben anlam veremiyorum. Kadın resmen çelişkilik abidesi. Yaptıklarıyla karakteri çok uyumsuz ve sürekli tutarsız hareket ediyor. Sanki yazan kişinin kafası karışmış gibi. Ayrıca mösyö mortsaufun bu genişliğini de "ne kadar kötü davranırsa davransın karısının iffetinden asla şüphe etmezdi" tarzı bir cümleyle örtmeye çalışmış. Katılırsınız veya katılmazsiniz ben böyle görüyorum zaten muhtemelen bu yazıyı kimse okumaz.. yazarkenki amacım zaten herkesin okuması değil tamamen içimi kelimelere dökmek. Edebiyat yapmadan tamamen net bir şekilde. Kitabı tam bitirmedim 50 sayfa falan kaldı ama oraya kadar felixle madam morstaufu ne zaman kitap sıkıcılaşıp baymaya başlasa yaklaştırıp elektrik yaratılıyor sonra yine aynı monotonluğuna dönüyor. Aynı dizilerde olduğu gibi dizi baymaya başlayınca iki malum karakter yaklastirilir ama kısa sürer araya karabiber gibi serpilmiş sahneler bunlar ve aynısı kitap için de geçerli bence hani bu kadar ucuz bir şeyi böyle bir kitapta görmeyi hiç beklemszdim yemin ediyorum wattpad kitabı basitliği aldım o kısımları okurken. Ayrıca madam mortsauf aşırı derecede aşağılık kompleksi yaşayan bir kadın. Bir noktadan sonra herkes mösyö mortsaufun durumunu görmeye başlıyor ve kimse ona bir iş için vs gitmiyor her şeyle ama her şeyle Madame mortsauf ilgileniyor . Kadın resmen manager kendi işinin patronu gibi insanlara ne yapacağını ve ne yapmayacağını söylüyor herkes bu kadını dinliyor ve saygı duyuyor. Ama her şeye rağmen Madame mortsauf hâlâ kendisini kocasının bir uzvu gibi görüyor. Hatta bu bana göre öyle bir noktaya gelmiş ki kocasını duygusal olarak, kocasının gözetimi ve denetimi altında aldatıyor (tamamen kendi düşüncem). neyse bu kadar belki ileride güncellerim. Yazı özensiz gelmiş olabilir özensiz çünkü ve gecenin 2sinde yazıyorum nereden esti derseniz (niye diyesiniz ki) sınav kaygıları vs derken okumaya tekrar başladım kitaplığımda olmayıpta okuduğum tüm kitapları unuttum en fazla bu kadarını hatirlayabildim neyse iyi günler
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Martı Yayınları · 201742,3bin okunma
·
3 artı 1'leme
·
146 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.