-spoiler içerir- Uzun zamandır okuduğum ama bir türlü ilerleyemediğim kitap biraz önce bitti. İlerleyemememin sebebi kitabın ilk kısmında ağır şekilde yer alan Paris sokakları, kiliseler ve çeşitli binaların tasvirleriydi. Açıkçası bir mimarlık öğrencisi ya da 17-18.yy mimarisine ilgi duyan birisi olsaydım güzel olabilirdi. Ama ne yazık ki çok sıkıldım ve kitabın ilk 150 sayfasını oku bırak, sonra tekrar okumaya başla aaa unutmuşsun biraz geriden al yaparak okudum, okuyamadım daha doğrusu. 4 gün önce de tekrar başlama kararı alıp bu sefer bitireceğime söz vererek başladım. Kitap 200 sayfa kadar okuduktan sonra başlıyor bence; oraya kadar kişiler kim, kim ne yaşamış, Paris nasıl bir yer, kiliselerde neler oluyor... şeklinde ilerliyor. Kitabın olay örgüsüne geçmeden kitabın temelde bana kazandırdığı düşünceyi söylemek istiyordum. Güzellik hayatımızda ne kadar önemli? Ambalajı güzel diye kapılıp gittiğimiz içi çöplük olan ne kadar fazla şey var kim bilir? Uğur böceklerinin de zehirli olanları yok mudur? Vardır vardır. Peki hamam böcekleri hep ölmeye mahkum mudur? Umarım hayatım boyunca gerçek güzelliğin ne olduğunun farkında olarak yaşarım. 150 sayfalık dağdan bahsetmiştim o dağı aşınca anlıyorsunuz ki bir kız var ve şaşılacak şekilde bir sürü kişi kızı seviyor, birileri öldürmek istiyor. Kız da yine ilginçtir ki kendini sevmeyen bir yakışıklıyı seviyor. Yani dağın arkasında biraz Türk dizisi gizli :') Arada işin içine dönemin kralı giriyor, e Fransa var biraz da ayaklanma olmazsa olmaz gibi. Bu şekilde sonuna geldik kitabın. İlk sayfaları atlatabilirseniz kitap akıcı bir şekilde ilerliyor. Ama biraz sabır gereklidir:') Bunlar benim düşüncelerimdi, umarım yararlı olmuştur. İyi okumalar dilerim.

Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,6bin okunma

·

71 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif Kurt