Victor, tıp fakültesini yarım bırakmış, anarşist, bağımlı ve aykırı, annesinin her yaptığı absürtlük içeren ve kendince sağlıklısız yöntemleri ile yetiştirilmiş daha sonrasında annesi hapishaneye girince koruyucu aileye verilmiş sorunlar ile büyümüş, bağımlılığı olan problemli bir kişiliktir.Annesi (İda Mancini) bakıma muhtaç düşüp rahatsızlanınca onu bakım evine veren Victor bakım evi masraflarını ödemek ve bir yandan da geçimini sağlamak için restoranlarda boğulma numarası yaparak onu kurtaran insanlardan para desteği almak ve aynı zamanda 1700’lerin yaşamını canlandırarak para kazanmaya çalışır.Annesi günden güne beslenme alışkanlığını da yitirince, onu hayatta tutmak ve beslemek için bakım evine yaptığı ziyaretlerinde annesinin doktoru olan Paige Marshall’a platonik olarak aşık olur. Karakterimizin kendi gibi bağımlılı olan ve onun ile aynı işi yapan arkadaşı Deny’de bu süreçte yanında bulunur ve oda bir yandan kendi bağımlılığı ile başa çıkmaya çalışır. Victor annesinin artık onu tanımaması üzerine Deny’i kendisi diye annesine tanıtması ile annesinin ona ait sırlarını ve gizli olan bir günlüğünü öğreniyor. Günlük İtalyanca olması nedeni ile onu okuyamayan Victor, Paige’den destek alıp annesinin onu Mesih olarak gördüğünü, kendisinin çok özel şekilde dünyaya geldiğine inandığını öğrenir.Ancak Victor bu fikri kabul etmediği gibi hatta annesinin bu düşüncesi onda ciddi bir huzursuzluk yaratır.Kendini içsel olarak iyilik ve kötülük çatışması içerisinde bulan Victor zaten mevcut olan travmaları, annesiyle olan sorunlu geçmişi, bağımlılığı ile uğraşırken bir de annesinin ortaya bu fikri atması ve bunu doktor Paige’ de desteklemesi ile hayatında bu kadar ruhsal dalgalanmalar ile başa çıkmakta git gide zorlanır. Kitaptaki karakterlerin hislerinin çok karışık olmasından dolayı kendilerini ifade biçimleri çok değişik, ruh halleri çok dalgalı ve bulanık. Doğal olarak bu absürt renklilik okura da çok keyifli bir okuma sunuyor. Psikolojik gelgitler ile dolu, bağımlılığı, travmaları, çok derinden ele almış yazar ve bunu kendi tarzında anlatımı kitabı daha da keyifli hale getirmiş.Bazı kitaplarda bulunan abartı ifadeler, argolar bu kitaba inanılmaz yakışmış. Karakterlerin kendileri ve istekleri ile çatışmaları çok güzle işlenmiş. Örneğin Victor kötü ve iyi olmak arasında gidip gelirken iyi olmak istemiyor gibi bir izlenim yaratsa da aslında bir yandan da uydurma bir hikayeye inanıp kendini bir anda Mesih gibi görebilen annesine inanmak istiyor, içten içe iyi ve herkes tarafından sevilen kabul görülen biri olmak gibi bir arzusu var aslında. Annesi ise kendi yöntemleriyle bir anne olmaya kendi inandığı şekilde Victor’u büyütmeye çalışırken bir yandan bunun doğru olmadığının, kimseye bir şey katamadığının farkında ve kimseye bağımlı olmadan yetiştireyim derken aslında her şeye ve herkese bağımlı bir karakter yaratıyor. Kısacası kitaptaki karakterlerin hepsi bir nevi patolojik vaka ruhlar çok sağlıksız, düşünceler çok karışık. Kitap yeraltı edebiyatı olarak geçiyor ama diğer bu türdeki kitaplara göre karakterlerin kişiliklerini o kadar iyi anlıyorsunuz ki bel altı konuşmaları argoları hiçbiri rahatsız edici gelmiyor okura. Baştan sona bir psikolojik tahliller ile dolu bu kitap yer yer toplumsal eleştiriyi de içeriyor. Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen inanılmaz beğenerek okudum Victor’un kendiyle savaşması, karakterinin zayıflığı ama bu zayıflıktan haz alması, bir yandan güçlü bir karakter olmaya çalışması bir yandan bunu hiç istememesi, annesine karşı mücadelesi, onu hayatta tutması ama hayatta tutarken geçmişin intikamını alması bu yüzden ölümüne bile razı gelmemesi ya da iyileşmesine, insanların ona muhtaç olmasını istemesi, sanki etrafındaki kimse tarafından daha önce gerçek anlamda sevilmemiş istenilmemiş olduğu için hayatına dahil olan herkesin üzerinde bağımlılık yaratmak istemesi ve bu isteği karşılamaz ise ortaya çıkan kendi bağımlılıkları, saplantıları. En sonunda irdeleye irdeleye karakterlerin travmalarının davranışlarının temel nedenlerinin kitapta açıklaması ve bunu açıklama uslübu muhteşem. Kitaba başlarken bu kadar keyif alarak okuyacağıma hiç düşünmemiştim. Özellikle İda Mancini’n anektodları çok can alıcı. Victor’un gel gitli ruh hali ve bunun analizi yazarın bunu kaleme alışı, benim için geç kalınmış bir kitap olduğunu düşündürdü ve yazara hayran kaldığım bir okuma oldu. Diğer kitaplarında aynı duyguyu bulur muyum bilmiyorum ama bu kitap yazarla tanışmak için doğru kitap. Bu neden ile herkese hem yazar ile tanışmasını hem de bu kitabı mutlaka kitaplığında bulundurmasını tavsiye ederim.

TıkanmaChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20032,876 okunma

·

791 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Buse Özkan