Gönderi

1444 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 60 days
The Shadow Rising (The Wheel of Time #4) | Gölge Yükseliyor (Zaman Çarkı #4) Goodreads: 4,4/5 1000kitap: 9,1/10 5/5 “Yalnızca ilerideki basamaklar bekliyordu, yalnızca onu gideceği yere götürecek olanlar.” “Onları asla anlamayacaksın, kuzen Jaim, ama umurunda olmayacak.” “Pek az kadın yalıtıldı,” dedi Siuan, kendi kendine konuşurcasına. “Üstelik hiçbiri fazla yaşamadı, ama hayatta kalmanın tek yolunun yönlendirmek kadar çok istediğin bir şey bulmak olduğu söylenir.” Yüzümde bir tebessüm ile başlıyorum yorumuma, zira yine çok severek okuduğum bir eser var önümde. Külliyatın ilk kitabından itibaren su gibi akan bir eser. Aynı zamanda 1444 sayfa sayısı ile kendi rekorlarıma rekor ekleten bir kitap oldu benim için. Dördüncü kitabı bitirmiş bir okur olarak şunu net bir şekilde ifade edebilirim: Külliyatı bitirdiğimde büyük bir boşluk yaşayacağım. Bu kadar çok sevdiğim karakterin bulunduğu esere veda etmek beni üzecek. Eminim birçok okur ile de aynı duyguları paylaşıyoruzdur… Kitaba kısaca bir geçiş yapacak olursam; Gerçek Kaynak’ın eril yarısına bıraktığı leke yüzünden çıldırmaya yazgılı erkeklerin hikayesini okuduğumuz bir kurgu evreni var. Lews Therin Telemon’un, Kırılış’ı başlatan Lews Therin Kardeşkatili’nin hikayesi bu yazgıda en kötüsü. Kehanetler bize Ba’alzamon’a karşı Tarmon Gaidon’u(Son Savaş) başlatacağını söylüyor. Bu savaşta Kule’nin ve Aes Sedailerin etkisinin ne olacağı ve ne kadar olacağı da koca bir muamma… Çünkü Kule’ye Aes Sedai olmak üzere gönderilen ilk kız-veliaht; Elayne. Rand ile de Elayne’i birlikte düşününce bu savaşta olayların varabileceği noktayı ya da savaşın sonunda ne olacağını oldukça merak ediyorum. Bir de tabii Nynaeve ve Egwene var. Potansiyel olarak Elayne, Moraine’den daha güçlü ve aralarında en güçlüsünün de Nynaeve olduğunu öğreniyoruz dördüncü kitapta. Ama Nynaeve’in gücünü tam olarak açığa çıkarabilmesi, kullanabilmesi için öfkelenmesi gerekiyor; bu, onu zayıf kılan yönü. Üstelik Elayne, Egwene ve Nynaeve’in yapabileceği ama Moraine’in yapamayacağı şeyler var. Bu durum da söz konusu üç karakterin Son Savaş’ta rollerini merak ettiriyor. Min’in görüleri ile başlıyoruz ve okudukça da görüler ile olayların bağlantısını anlıyoruz. Min’in gerçek adının, “Elmindreda” olduğunu öğreniyoruz dördüncü kitapta. Neden ‘Min’ ismini kullandığı henüz açıklanmasa da bunun da bir nedeni olduğunu düşünüyorum. Belki külliyatın ilerleyen kitaplarında bunun nedeni açıklanır... Tear Taşı hepimizin bildiği efsanevi kale. Dünyanın Kırılışı’nın son günlerinde dikilen, insanoğlunun en eski kalesinden artık ayrılıyor kahramanlarımız. Rand, Mat, Egwene, Aviendha ve Moiraine Üç Kat Topraklar’a gidiyorlar. Egwene’in eğitim alması gerekiyor. Rand ise Çarpık Kapı’dan geçtikten sonra öğrendiği şeylerden dolayı bu kararı alıyor. Mat’e gelince; Mat gitmezse ölecek, mecburen gitmek zorunda kalıyor. Yani Mat, yine isyanlarda. Aieller farklı bir topluluk, gelenekleri okurken düşündürüyor. Mesela; gelenekler uyarınca Kıraç’ta düşman klan yerleşimlerinden birini ele geçirince, yiyecekler dışında sahip oldukları her şeyin beşte birini alıp götürüyorlar. Gai’shainler; bir nevi hizmetçi diyebiliriz ama pozisyonları düşünüldüğünde de oldukça garip görevleri var. Moiraine karakterini ben ilk kitaptan itibaren sevmiştim, Rand’ın zaman zaman haksızlık yaptığını düşünüyorum. Hatta Rand’ın Moiraine’i zamanla anlayacağı ama anladığında da çok geç kalmış olacağı kanaatindeyim. Moiraine Damodred, kimseye güvenmemesi gerektiğini söylüyor Rand’a, ki bence haklı. En sevdiğim karakterlerden bir diğeri al’Lan Mandragoran. Lan’in konuşmalarındaki olgunluk; zamanla hem saygımı hem de sevgimi kazandı. Yazar, “Lan” karakteri ile okurunu düşündüren bir karakter inşa etmiş. Aviendha, önceki kitapta düşünmediğimiz bir role bürünüyor. Acaba Almira, Elayne mi yoksa Aviendha mıydı? İlerleyen kitaplarda bunu öğrenene kadar sorgulamaya devam edeceğim… Elayne, Nynaeve ve Thom ise deniz yolculuğu yaparak Tarabon’a ulaşıyorlar. Tarabon’da hem Kara Ajah Aes Sedailer var hem de Kara Ajah’ın Rand’ın aleyhine kullanabileceği bir sa’angreal var. Nynaeve ve Elayne bu sa’angreal’in neye benzediğini ya da ne olduğunu, cuendillar’ı bulmadan önce bilmiyorlar. Sadece ihtiyaçtan doğarak hissederek bulabileceği bir cuendillar(yürektaşı). “İleri Beyaz Aslan!” gibi ifadelerle kahramanların artık kendi aralarında anlaşabilmesi de ayrı hoşuma gitti. Okuyanlar önceki kitaplardan hatırlayacaktır; bu ifade, Andor’un savaş haykırışı idi. Kara Ajah’tan Temaile Kindorede ile bağlantılı ayrı bir olay gerçekleşeceğini düşünüyorum; hatırlarsınız, acı vermekten hoşlanıyordu. Ama tahmin ettiğim durumun nasıl ve kime yönelik olacağını ilerleyen kitaplarda göreceğim. Beyaz Kule’de durumlar oldukça değişiyor. Kitabın başlarında Min’in görüsü gerçekleşiyor ve Siuan Sanche ve Leane(Vakanüvis) görevden alınarak yalıtılıyor. Bu planın arkasında tabii ki Elaida var. Elaida(Kızıl Ajah), Amyrlin Makamı’na geçiyor ve daha önce çok sık rastlamadığımız Alviarin(Beyaz Ajah), Vakanüvis görevine getiriliyor. Siuan’ın görevden alınmasından ziyade yalıtılmasına çok üzüldüm; fakat, olaylar karşısındaki duruşu neden Amyrlin Makamı’nda yer aldığını okuruna bir kez daha hatırlattı. Bornhald babasının intikamını almak amacıyla ordusu ile birlikte İki Nehir’de ve yanında Ordeith var. ‘Ordeith’ karakterinin üçüncü kitapta Padan Fain olduğunu düşünmüştüm, hatta kitap yorumumda da yazmışım. Hislerim beni yanıltmadı ve Ordeith’in çerçi olduğunu öğrendim bu kitapta. “Ordeith”, Kadim Lisan’da “ağaçkurdu” demek. Bunu da öğrenince eserde tam da Padan Fain’e yakışan bir isim olduğunu düşündüm; kötülüğün vücut bulmuş hali adeta. Daha ne kadar karakterlerimizin başına iş açacak, merak ediyorum gerçekten. Perrin, Loial, Faile, Gaul, Bain ve Chiad ise İki Nehir’e gidiyor. Chiad ve Gaul için gelişen durumlar da Car’a’carn’ın getirdiği değişimlerle bağlantılı olacak bence. Perrin ailesinin ne yazık ki vefat ettiğini öğreniyor, Trolloclar’ın kurbanı oluyorlar. Tam al’Thor ve Cauthon ailesi ise hayattalar. Tam’ın hayatta olmasına çok sevindim. Zira Dünyanın Gözü’nden itibaren ana karakterlerin ailelerine yönelik, özellikle de Tam al’Thor’un hayatta olup olmadığına dair hiçbir bilgi yoktu. Faile’ye gelince ben bu karakteri sevemedim en başından beri. Adını henüz tam olarak koyamasam da bana çok itici geliyor tavırları. Lord Luc ile Faile’nin daha önceden karşılaşmış ya da tanışıyor olabileceğini düşünüyorum. Fakat katiyen Lorc Luc’tan da hoşlanmadım. Aram’da da farklı bir durum sezinliyorum ama ilerleyen kitaplarda açıklanacağını düşünüyorum. Lanfear’a gelince; artık biz ona “Gecenin Kızı” diyoruz ve Elayne’i kıskanıyor. Birgitte kitapta karşılaştığım hem sürpriz hem de kendini sevdiren bir karakterdi benim için. Tel’aran’rhiod’ta Egwene’in Amys(Taardad Aiellerinin Dokuz Vadi Klanı’ndan) ile karşılaşıp tanışması beşinci kitapta alacağı eğitim üzerine oldukça düşündürdü beni. Amys, Rhuarc’ın eşi ve Far Dareis Mai(Mızrağın Kızı). Tarmon Gaidon’da Egwene’in bu yeteneğinin oldukça etkili olacağını düşünüyorum. Logain’den de biraz bahsetmek istiyorum. Min, Logain’de altın rengi ve mavi parlak bir hare görüyor: zafer ve ihtişam. Logain’e dair bu görü Rand açısından nasıl sonuçlanacak, bilmiyorum ve bana tehlike arz eden bir durum gibi geliyor. Machin Shin’in(Kara Rüzgar), ilk nasıl meydana geldiği diğer bir merak konusu benim için. İlerleyen kitaplarda yazarın bizi bu konuda da aydınlatacağını umut ediyorum. Kitapta en sevdiğim bölüm Rand al’Thor ve Matrim Caouthon’un Rhuidean’a giderek atalarının gözlerinden geçmiş yaşamlarını görmeleriydi. Aeillerin Üç Kat Topraklara gelmeden önceki bir zamanına Rand ile birlikte tanık olmak harikaydı. Aiellerin zamanla kaybolan tarihlerine tanık olması, ayakları ilerledikçe tarihte geriye gitmesi… Kurgu içindeki en güzel anlardan biriydi benim için. Okurken birbirinden güzel duygular hissettim; ki zaten kitaptan bana geçen duyguların her biri ayrı güzeldi. Birbirinden ayrı duyguları bütünlük içinde tattıran muhteşem bir eser. Hepimiz için en değerli şey; zaman. Vaktinizi çok daha değerli kılacak bir eser bırakıyorum buraya. Okuduğunuz her anın keyfini çıkarabilmeniz dileğiyle keyifli okumalar…
Gölge Yükseliyor
Gölge YükseliyorRobert Jordan · İthaki Yayınları · 2020832 okunma
··
230 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.