Dikkat spoiler içerir. Yazarın doktora tezinin kitaplaştırılmış hali olan bu eser, Türkçülüğün 1900lü yılların başından itibaren nasıl geliştiğine dair ipuçları veren güzel bir araştırma eseri. En başta Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin gibi isimlerin, Dünya savaşı sonrasında ülkenin nasıl kurtulacağına dair tezler hazırlaması, Osmanlıcılık ve İslamcılık tezlerinin güçlü olsa da tam çözüm olmayacağını hissetmesi ve Türkçülük üzerinden devam etmeleri ile başlıyor. Eskiden Türk kelimesinin Osmanlı da hakaret amaçlı kullanılması, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında çıkarılan dergiler, konu ile ilgili yazılan yazılar, Türkçülüğün tanımı ve özellikle Atsız ve Reha Türkkan'ın yazdıkları üzerinden ideal bir Türk nasıl olmalı gibi detaylar veriliyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası yükselişe geçince bu Türkçü yayınların fazlalaşması, devletin müsaade etmesi, hatta Atsız'ın başbakan mektup yazarak Sabahattin Ali, Pertev Naili Boratav gibi solcuları ihbar etmesi, davalık olup 4 ay hapis cezası alıp ertelenmesi gibi konular da anlatılıyor. Burada Sabahattin Ali'nin zamanında Ötüken dergisinde Atsız ile beraber yazması, savaşı Almanya kaybedecek olunca Sovyet Rusya ters yapmasın diye Türkçülere dava açılması, bu dava sırasında 3 Mayıs 1944 tarihinde Türkçü gençlerin yürüyüşü, bu davada Atsız, Türkkan, Alparslan Türkeş gibi isimlerin ceza alması, sonrasında bu cezaların düşürülmesi anlatılıyor. Ayrıca ideoloji olarak Nazizm'den farklı olduğunu ispatlama çabası, Cevat Rıfat Atilhan'ın Yahudi soykırımı destekleyecek kadar Nazizm hayranı olması ve savaştan sonra da devam etmesi, düşünsel olarak memleketin nasıl ayağa kalkacağı anlatılıyor. Orta ve lisede eğitimin ordu tarafında verilmesi, bedenen güçlü Türkülerin yetişmesi, kız ve erkek öğrencilerin ayrılması, futbol yerine savaş sporları yapılması, kadınların çocuk doğurması ve önemsemesi, Yahudi, Arap, Komünistlerden uzak durulması gibi konular ele alınıyor. Sonraki bölümde Türkeş ve 14lerin yurda döndükten sonra CKMP içerisine üye olması, aynı yıl içinde yapılan kongrede Türkeş'in genel başkan olması, 9 Işık risalesi yayınlanması ve yayılması, ancak 1965ten itibaren Türkçü söylem ile gelişemeyeceğini görüp İslam'a da yer vermesi, bu sürede komando kampları kurulması, 1969 Adana kongresinde 3 ayrı görüşten 3 hilalin yanı İslam + Türk düşüncesinin galip gelmesi, 1975 gibi de şamancı Türklerin parti ve diğer ocaklarda barınamaması anlatılıyor. Her ne kadar siyasetten gözden düşse de 1977de Gümüşhane'de yapılan bir ankette en çok okunan ikinci ismin Atsız olması, hala MHP ve ilgili yerlerde etkili bir isim olması anlatılıyor. 1990lı yıllarda ise Sovyetlerin dağılması, Kürt hareketi sebebiyle tekrar popüler olan milliyetçilik ve Türkeş'in devamında Bahçeli'nin bile Atsız'ın anıp 3 Mayıs gününe Türkçülük günü demesi gibi anektodlar anlatılıyor. Bu konuyu merak edenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.

Kinimiz DinimizdirFatih Yaşlı · Yordam Kitap · 2014101 okunma

1 artı 1'leme

·

86 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Serdar Poirot