Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Bir Sanatçı Gibi Araklayın kitabı tüm sanat eserlerinin çalıntı olduğunu söyleyerek başlar. İlk başta bir kaşlarımız çatılır ama yazar bu savın altını boş bırakmaz ve doldurmaya başlar. Yazara göre hiçbir şey zaten orijinal değildir: Yeni olanlar, eskilerin üzerine eklemedir. Buluş değil keşiftir aslında. “Tüm yaratıcı eserler daha önceden gelenlerin üzerine inşa edilir. Hiçbir şey tamamıyla orijinal değildir.” Her insan en yakın 5 arkadaşının ortalamasıdır, sözünü duymuşsunuzdur. Yazar burada farklı bir örnek vermiş: her insan en yakın 5 arkadaşının ortalama gelirine sahiptir. Ve aynı şekilde çevremizdekilerin fikirlerinin ortalamasıdır bizim fikirlerimiz. Bundan sebep de eğer üretken olmak istiyorsak öncelikle çevremizi üretken insanlarla donatmalıyız. -ki ben bu fikre çok katılırım- “Sadece etrafınızı çevirdiğiniz şeyler kadar iyi olurdunuz.” İlham için üretken insanlarla beraber olmalıyız, peki bu yeter mi? Tabii ki hayır. Aynı zamanda film, müzik, kitap, resim, şiir, rüya, fotoğraf, mimari, köprü, nehir, deniz, ışık, gölge gibi bir sürü eserden faydalanmamız gerekir. Yazar mesela odasına sevdiği sanatçıların resimlerini asmış. Bu arada özellikle ölmüş sanatçılardan çok fazla ilham alabileceğimizi savunur çünkü o insanlar diğer insanları çırak olarak bırakmıştır ve biz de ustalarımızdan her şeyi öğrenebiliriz, onları taklit edebiliriz. “Ölmüş veya uzakta olan üstadlar hakkındaki en iyi şey sizin çıraklığınızı reddedemeyecek olmalarıdır. Onlardan istediğiniz her şeyi öğrenebilirsiniz.” Yazarın bir başka önerisi her şeyi aratmamız gerektiği. Rüyalarımız, problemlerimiz, sorularımız, merak ettiklerimiz... Çünkü şöyle bir görüşü var –ki bence çok haklı-: “Ya cevabı bulursunuz ya da daha iyi bir soruyla karşılaşırsınız.” Sevdiğimiz sanatçıları ya da olmak istediklerimizi “taklit etmemiz” gerektiğini savunur yazar. Taklitle alışır sonra bunu kişiselleştiririz. “Bir şeyi taklit etmek istemeyenler bir şey üretemezler.” Taklit ve çalma konusunda şöyle alıntılara yer vermiş yazar: Yazar Wilson Minzer der ki “Eğer sadece tek bir yazardan çalarsanız bu hırsızlıktır ama birçoğundan çalarsanız bunun adı araştırmadır.” Karikatürist Gary Panter: “Eğer ilham aldığınız biri varsa, herkes sizin bir sonraki O olacağınızı düşünür. Ama eğer yüz kişiden çalarsanız herkes çok orijinal olduğunuzu düşünür.” “Kısa kariyerimde öğrendiğim şey; aslında yan projelerin hayata geçtiğidir.” diyor yazar. Peki bununla ne demek istiyor? Hayatta öylesine, hobi olarak yaptığınız şeyler; vakit öldürdüğünüzü düşürdüğünüz şeyler bazen bir anda hayatınızı değiştirebilir. Aynı anda birden çok projenin içinde olmamızın daha iyi olacağını da söylüyor. Birinden sıkıldınız mı hooop diğerine. Buna da “üretken oyalanma” diyor, sevdim bu ismi. İnsanların en büyük sorunlarından biri ilgi alanlarına yönelik insan bulamamak, bu tür insanlarla iletişime geçememek. Bundan kaynaklı da yalnız olduğunu düşünmek ama devir değişti. Artık sosyal medya var ve insanlar ilgi alanları üzerine sayfalar, kanallar açılıyorlar ve yazar da diyor ki; “İnternetten sizinle aynı şeylerden hoşlanan insanları bulun ve onlarla iletişime geçin.” Bu kadar basit aslında. Ben bu sayfayı bu yüzden açtım. Çevremde kitap okuyan insan yoktu şimdi dolu. Bir konuya merak mı saldım hop bakıyorum o konudaki bloogerlara mis. Motivasyonla disiplinin farkını da bence hepiniz biliyorsunuz ama bu konuda öyle bir örnek vermiş ki yazar başka ortamlarda satılacak alıntı yani: “Her gün bir sayfa yazmak çok bir şey gibi görünmeyebilir ama bunu 365 gün yaparsanız bir roman oluşturacak kadar sayfanız olur.”
Bir Sanatçı Gibi Araklayın
Bir Sanatçı Gibi AraklayınAustin Kleon · Butik Yayıncılık · 2012405 okunma
·
162 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.