Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ömrüm boyunca bu kitabı yazmak için bekledim
Archie Ferguson’un muhtelif hayatlarının romanı. Dört ayrı hayat. Her hayatta ailesi, maddi durumu, büyüme koşulları, büyüdüğü yer, mesleği, cinsel tercihi, hemen her şey değişiyor. Sabit kalan sadece birkaç şey var. Annesi ve kitap aşkı..Onlar bir yere gitmiyorlar. Ferguson’un hayatının live kaydını dinliyoruz önce. Büyükbüyükbabasının Amerika’ya göç etmesi, ailenin genişlemesi, Ferguson’un doğumu..Sonra farklı versiyonlarda Ferguson hayatları akmaya başlıyor önümüzden. Live kaydının cover’ı,remix’i, mix’i çıkıyor, hepsini Ferguson seslendiriyor. Ferguson Recording. Meselemiz, “ya öyle olmasaydı..” Bütün Günlerin Akşamı’nda, yine maalesef Gece Yarısı Kütüphanesi’nde okuduğumuza benzer bir yolculuk. Ama burada bu fikir sadece bu dört bölümü birbirinden ayırmaya yaramıyor, bölümlerin içinde de kendine yeterince yer buluyor. Ya öyle olmasaydı’lardan yapılmış, arasına ya öyle olmasaydı sürülmüş, üstü ya öyle olmasaydı’yla süslenmiş 1200 sayfalık, 4 katlı nefis bir pasta. Archie Ferguson’u ta çocukluktan alıp dört defa ellerimizde büyütüyoruz. Onun oyunlarına, arkadaşlarına, çizgi romanlarına, soyulmuş dizlerine ve gerçek dünyanın ne kadar gerçek olduğuyla ilgili sonu gelmez sorularına; çocukluğunun iç sesine ve gündelik hayhuyuna bakıyoruz. Ve o hayhuyun içine Amerika’nın kucaklamakta nekes kolları giriyor, sıcak-soğuk savaşlar giriyor, Rosenberg’ler ve elektrikli sandalyeler, siyahi düşmanlığının tırmanışı, Martin King ve suikastler; ‘68 kuşağı giriyor ve hapishaneler, ve gazeteler gazeteler, ve yalanlar yalanlar..Olması gerekenin düzmece bir kopyasıymış gibi davranan, şiddetle sarmalanmış bir dünya giriyor. Bildungsroman oluyor tarih kitabı, tarih kitabı oluyor politika; ve aşk ve edebiyat..Kitabın en güzel yanlarından biri de bir almanak gibi olması. Dönemin filmleri, ünlü isimleri, yeni çıkan kitapları gibi bir dolu ayrıntı aktarılıyor. O zamanki insanları heyecanlandıran ayrıntıları okumak, okura zamanda yolculuk yapıyormuş gibi hissettiriyor. Auster “Ömrüm boyunca bu kitabı yazmak için bekledim.” dediği bu kitabı yazarken ve kendi yaşamından ayrıntılar üflediği Ferguson’a dört ayrı hayat giydirirken ne aramıştı kimbilir. Ama olsa olsa, okuyana kadar adını koyamadığı ve belki çoğumuzun aradığını bile fark etmediği şu şeyi: “Aynı anda kendin olmak ve kendin olmamak için yeterince yer..” Ve bu aile destanından, bu arka planı politikayla boyanmış muhtelif hayatlar romanından geriye kalan bazı şeyler: Hangi tarihte, hangi koşullarda ve nerede doğmuş olursak olalım, yine bugünkü gibi dünyanın pisliğini paçalarımızdan silkelemenin yollarını arayacaktık. Daha eğitimli, daha zengin, daha şanslı olsaydık bile kendimizden ve dünyadan memnuniyetsiz olmak için bir şeyler bulacaktık. Hayatım şöyle olsaydı çok mutlu olurdum diye tahayyüllerimizi süslediğimiz o renkli kağıtlar sadece kâğıt. Yani ya öyle olmasaydı’lardan doğan tek şey ‘ya öyle olmsaydı’lar.. Ve şu hepimizin kovalayıp durduğu mutluluk, mutlu olduğumuzu bilmediğimiz, o anda orada olmak dışında hiçbir şeyi umursamadığımız birkaç anın o elle tutulamaz, ilk bakışta görünemez, yakalanamaz geçişinde. Ve kitap boyunca yakamı bırakmayan o soru: Sahip olduğum her şey değişseydi, ama her şey, benden geriye ne kalırdı? #seçkinselvi nin nefis çevirisi.. #utkulomlu kapak tasarımı..
4 3 2 1
4 3 2 1Paul Auster · Can Yayınları · 2017450 okunma
··
1 artı 1'leme
·
2.016 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.