Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İlerleyen dakikalarda bilinç ve bilinçaltından bahsetmeye başladı. Nurşen Hoca'nın sözünü keserek heyecanla insanlara istediğin sayıyı söyletebildiğimden bahsettim. Şaşırmasını bekledim ama hiçbir şaşkınlık göstermeden: "Hadi söylet o hâlde. Esra'ya veya Mesude'ye söyletebilir misin?" deyince ikisi de telaşla: "Hayır! Bize söyletemiyor. Biz sürekli gülüyoruz," dediler. En arka sıradan öne doğru büyük bir hevesle yaklaşan Kenan'ın sesini duyduk: "Ben çok merak ediyorum. Bana söyletsin." Ve bir anda bütün sınıfın ayağa kalkarak etrafimda bir halka oluşturduklarını gördüm. Uzaktan sessizce onları izleyen Nurşen Hoca'ya telaşla seslendim: "Hayır! Ona söyletmem!" Nurşen Hoca sakince, "Yapacak bir şey yok Kenan geldi, ona söyleteceksin," dedi Ve hiçbir müdahalede bulunmadan sadece izlemeye koyuldu. Şaşkınlıkla etrafıma toplanan kalabalığa baktım. Bu esnada nasıl oldu bilmiyorum ama bir anda kafamı sola çevirince Kenan'ı karşımda oturur hâlde bulup irkilerek bu duruma boyun eğmekten başka çarem olmadığını fark ettim. Ona sadece gözlerime bakmasını ve söyle dediğimde bir sayı söylemesi gerektiğini fısıldadım, göremeyeceği bir şekilde de defterime kocaman bir "dört" yazdım. Diğer öğrencilere sayıyı gösterdikten sonra yazıyı gizleyip bakışlarımı ona çevirdim ve çoktan gözlerime kilitlenmiş gözleriyle karşılaşarak biraz irkildim. Ona bakmaya başladığımda gülmemek için zor dayandığını, sürekli olarak dudaklarını tam gülmek için geriye doğru gerip sonra tekrar somurtmasından anladım. Ama bir süre sonra uyuyacakmış gibi bir hâl aldı. Etraftaki bütün sesler sustu ve bir an için uyumasından endişe ederek kendim de uyumak üzere olduğum için zamanın geldiğini fark edip zorlukla fısıldadım: "Söyle." Uyku hâlinden dolayı kısılmış gözlerini tam kapamak üzereyken uykulu bir sesle zorlukla fısıldadı: "Dört." Bu esnada birkaç kişinin küfür ederek uzaklaştığını duydum.
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.