Meltem Dağcı, Dünyanın Öteki Yüzü adlı eserinde görmediğimiz, bilmediğimiz dünyaların öykülerini bizlerin önüne getiriyor. Kitapta yer alan 12 öykü de zihni farklı işleyen, hayal ve kurgu gücü geniş bir yazarın kaleminden çıkmış. Meselesini kitabının en başına yazmış ama derdi sadece bu da değil. Yani bu kitap salt cinsiyet, kadın-erkek meseleleri üzerinden yürüyen bir eser değil. Çok başka konuları da anlatıp değişik ve özgün kurguları da içinde barındırıyor. Özellikle bu farklı metin kurgulayabilme gücünü çok sevdim. Denizatları üzerinden kurgulanmış "Damızlık Birliği", yapay güzelliği yumurtalar üzerinden anlatan "Damgalı Yumurtalar", "Cansız Mankenler" oldukça farklı, başarılı ve birbirinden farklı meselelere değinen öykülerdi.
Öncelikle bu öyküler fantastikten çok bilimkurgu türünün içinden yer alabilecek distopik metinler. (Distopik öykü denilince günümüz için aklıma iyi bir örnek olarak Melisa Parlak'ın 
Avunma Mekanizması geliyor.) Yazar kurmaca dillerde isimler koyarak kurguya özel dünyalar yaratmış. Her ne kadar farklı olsalar da kendilerine ait, bildiğimiz, aşina olduğumuz bir gerçeklik söz konusu. Distopya, öykülerin tamamında öne çıkan bir unsur. Öykülerin önemli bir kısmında bazen kurmaca kısaltmalar bazen de bilmediğimiz dillerden isimler konulmuş karakterler mevcut. Bu karakterler kimi öykülerde oldukça fazla sayıda. Kısaltmaların da ne olduğunu bazen dipnot açıklamalarında görüyoruz. Bunlar belki bizleri başka bir dünyanın içine daha rahat girmemizi sağlıyor fakat bu kadar çok ve aşina olmadığımız isme sahip karakter kadrosu kurmacaya girmemizi zorlaştırıyor. Örneğin sadece bir isim (Lamuş) ile ilerleyen "Cansız Mankenler" öyküsünün kolayca içine girip rahatlıkla okurken "Damızlık Birliği" öyküsünü sevmeme rağmen zorlandığımı söylemeliyim.
Ayrıca başta da belirttiğim gibi yazarın hayal ve kurgu dünyası oldukça geniş. Bu pek görmediğimiz, günümüzde nadirattan olan bence çok güzel bir özellik. Fakat bunda da öykü boylarının çok daha uzun olması gerektiğini düşünüyorum. Dünyanın Öteki Yüzü daha az sayıda ama çok daha hacimli öykülere sahip olsaydı -kendi açımdan- çok daha başarılı bulacağım bir kitap olurdu diye tahmin ediyorum. Çünkü bu kadar büyük dünyaya sahip kurguların daha fazla sayfa sayısını istediğini düşünüyorum. Örneğin yine kitaptaki bence iyi öykülerden biri olan "Yeraltı Odaları"nı daha fazla anlatımla okumak isterdim.
Sonuç olarak ilk kitap özelinden baktığımızda belirli bir seviyenin üzerinde metinlerden oluştuğunu söyleyebilirim. Okuduğum öykülerin de etkisiyle bundan sonra yazarın takipçisiyim. Bundan sonraki yapıtlarında çıtayı çok daha üste taşıyacağını düşünüyorum.
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.