Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
Absürdizm ve Yabancılaşma
Albert Camus
Albert Camus
,
Sisifos Söyleni
Sisifos Söyleni
’nde yaşamın yaşanmaya değip değmediğine dair kesin bir yargıya varmak felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir der. Yaşam, başka bir deyişle insan yaşamı, Antik Yunan’dan hatta Sokrates’ten beri ilk defa felsefenin başlıca konularından biri olmuştur. “İnsan yaşamının bir anlamı var mıdır yoksa her şey hiçlikten mi ibarettir? Varlık ve öz arasındaki ilişki nasıldır?” gibi sorulara Albert Camus çerçevesinden bakmak gerekirse: Varoluşçuluk, dünya savaşlarının sürdüğü bir zamanda, insanların korku ve telaş içerisinde olduğu bir ortamda ortaya çıkmıştır. Bu sebeple insanlar, savaşlara yol açan sistemi ve değerleri sorgulamaktaydı. İnsan yaşamının değersiz oluşu, onları düşünmeye iten sebeplerin başındaydı. Bu sorgulayış, insanları başkaldırıya yöneltmişti.
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
’da varoluşçuluğun anlamı biraz daha kabullenmeye yakın olsa da Camus kendi felsefesini bir başkaldırı felsefesi olarak tanımlamıştır. Camus’a göre insanın varoluşun anlamsızlığına karşı verebileceği 3 adet tepki vardır: İnsan, ya bu absürdün ve saçmalığın son bulacağına dair umut edebilir, ya her şeyi tamamen sonlandırmak adına intihar edebilir, ya da başkaldırabilir. Camus’un önerisi başkaldırıdır çünkü umut insanı yanılgıya sürükler, intihar da asla bir çözüm olarak görülmez. Bu nedenle insan absürdü, saçmalığı ve yabancılaşmayı kabullenip aynı zamanda bir direniş geliştirerek yaşamını sürdürmenin bir yolunu bulmalıdır. Albert Camus, sisifosvari bir hayat çizgisinde ilerleyen insanın çabalayışın bir anlama gelmeyeceğini anladığında ve nihayetinde bir sonuca varmayacağını idrak ettiğinde kendisini yabancılaşma duygusunun içinde bulacağını söyler. Absürd bu şekilde ortaya çıkar fakat kendini gösterdikçe insan onu yok etmek adına çabalamaya devam eder, bu çabalayış da yaşamın saçmalığını tekrar gözler önüne getirir. Yani absürd ve yabancılaşma birbirini besleyen iki kavram haline gelir. İnsan gündelik işlerini sürdürürken ansızın -tıpkı Sartre’ın
Bulantı
Bulantı
adlı eserinin başkarakteri Antoine Roquentin’in bir gün kumsalda yürüyüp deniz kabuklarına bakarken bulantı duygusunu hissetmesi gibi- absürd ortaya çıkabilir, kendini yabancılaşmış bularak uyumsuz hissedebilir ve toplumla kendisi arasına bir paravan çekebilir.
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20238,5bin okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.