Anna Seghers, ikinci dünya savaşı ve nazi işgali öncesini, küçük bir Alman köyü ve o köydeki insanların küçük yaşamları üzerinden gerçekçi ve cesur bir şekilde aktarıyor. "Kızıl" bir insan olan Johann Schuz, bir polisi öldürmekle itham edilir ve hakkında yakalama kararı çıkarılır, Schulz bu küçük Alman köyüne uzaktan akrabasının yanına gelerek mahkumiyetten kaçmaya ve burada köylülere özgü işler yaparak hayatını idame ettirmeye çalışacaktır. Fakat nazilerin taraftar toplamaya ve yavaş yavaş yapılanmaya başladığı bu köyde, onun başına konan ödül köylülere oldukça cezbedici gelecek ve vicdani sorgulamalar yaşanacaktır. Yaşanan dönemin gerçeklerini, köylülerin yaşadığı ekonomik sıkıntının insanların vicdani muhakeme yeteneklerine nasıl etki ettiğini kendini kurgusuyla edebi bir şekilde anlatmış yazar. Hitler hareketinin bu küçük Alman köyündeki gelişim aşamalarını, insanlık tarihini değiştiren o kırılmayı, oldukça nesnel bir bakış açısıyla ele almış. Anna Seghers açısından bakıldığında okuyucu için bu nesnellik önemlidir, zira yazarın toplumcu gerçekçi, sömürücü sistemin karşısında olan sosyalist bir yazar olduğunu biliyoruz. Bakış açısı çok geniş, yaşadığı bazı toplumsal deneyimleri kendi süzgecinden geçirmek, nesnel bir ifade ile farklı farklı karakterler üzerinden aktarmak müthiş bir iş. Kelle Ödülü kitabında da farklı farklı birsürü karakter var, hepsini incelikle oluşturmuş, hepsinin dünyasına dair ufak da olsa bir fikir edinebiliyoruz. Kısaca olayların geçtiği mekanın ve o küçük toplumun detaylarını tahayyül edip canlandırabilmek okur için hiç zor olmuyor yani. Ben severek okudum. Kitaplığımda bekleyen Ölüler Genç Kalır eserini de en kısa sürede okumak istiyorum. .. .. "Yoksullaşmanın yalnızca kendisine özgü olduğunu düşünüyordu. Aslında bunun yalnızca kendisine özgü olduğunu düşünerek avunuyor, "Tanrı beni sınıyor," diyordu."

Kelle ÖdülüAnna Seghers · Everest Yayınları · 060 okunma

·

77 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ecem İspir