Gönderi
Yunan mitolojisine hakim olmadigim için zor oldu okuması. Anlatılan dönem insanları tamamen mitolojinin hayatlarını düzenlediğine inaniyor, herseyi kadere bağlayor ve kitapta kaderine isyan edenlerin başlarına daha kötü şeyler geleceğine örnek sayılacak bir hikaye yer alıyor.
Kitabin başında cevirmen Bedrettin Tunceli yazdığı açıklama bölümü oldukca detayli ve bilgi verici. Önce kitabi okuyup sonra açıklamayı okuyabilirsiniz. Sonunu ogrensemde olur derseniz önce açıklama bölümünü okumanızı tavsiye ederim.
Kitabin konusu : (spoiler içerir)
Thebai kralı Laios ile kraliçe İokaste nin kulağına şu kehanet ilişir, yeni doğan oğulları büyüyünce babasını öldürecek, annesiyle evlenecek ve ondan çocukları olacak.
Bu uğursuz haber ile sarsılan ana baba çareyi, bebeği Kithairon dağına gönderip orada yok olmasında bulurlar. Ancak saray görevlisi kişi bebeğe kıyamaz; onu Korinthos kentinden gelen bir çobana verir. Bu adam da onu götürüp çocukları olmayan Korinthos kralı Polybos ile kraliçe Merope ye verir. Gün gelir Oidipus buyur ve elbette kehaneti öğrenir Korinthostan kaçar yazgıyı boşa çıkarmak için.
Bu yolculuk onu Thebai yakınlarındaki üçyol kavşağına getirir. karşıdan bir araba içinde gelen yaşlı bir adam ve onun 4 görevlisi ile karşılaşır. Kavga çıkar ve hepsini öldürür. Kente vardığında kente musallat olan bilmece soran canavarı yener , kurtarıcı olarak karşılanır, bir süre sonra da dul kraliçe Iokaste ile evlenir. 15 yıl sonra kentte süren Veba salgınının yok olması için geçmişi araştırmaya başlayan Oidipus olayı araştırdıkça kaderinden kaçarken tam da yazgısının ortasına düştüğünü öğrenir.
(Alintidir)
Yunan mitolojisinin gelmiş geçmiş en bahtsız karakteri Oidipus'un hikayesi 2500 yıl önce Sophokles tarafından antik yunanda Dyonissos şenliklerinde oynanmak için yazılmıştır. Kaderini yenmeye çalışan talihsiz bir karakterdir Oidipus ve ne yaparsa yapsın kehanet gerçekleşecektir. Oidipus ismi şiş ayak demektir. Bebekken ayakları bağlandığı için şişmiş ve onu bulan kişi bu ismi vermiştir. Tıpta da ebeveyne duyulan aşka denir oidipus kompleksi olarak adlandirmistir Freud.
Sophokles bu hikayeyi oturup kurgulamıyor. Oidipus efsanesi kendisinden en az iki yüz yıl önce yaşamış Homeros'un Odysseia'sinde özet olarak yer almakta. Sophokles'in oyunu mö 430'da sahnelediğinde, izleyicilerin bu efsaneyi bilerek oyunu izledikleri düşünülüyor. Ancak oyun o kadar güçlü yazılmış ki kendisini heyecanla izletmeyi başarıyor. Günümüzde 2500 yıl sonra da okunmaya devam ediyor
Matrix'de bir sahne vardır. Neo odaya girdiğinde kahin " vazo için endişelenme" der. Neo da hangi vazo diye etrafa bakarken yanındaki vazoya çarpıp kırar. Kahin de " eğer ben söylemeseydim vazoyu yine de kırar mıydın?" diye sorar.
Oidipus'un hikayesinde de acaba eğer böyle bir kehanet Laios'a söylenmeseydi, ya da Oidipus kehaneti öğrenmeseydi yine de gerçekleşir miydi?
Laios oğlunun kendisinden korkup onu öldürtmeye çalışmayacaktı ya da Oidipus kehaneti öğrenmese öz anne babası sandığı ailesinin yanından babamı öldüreceğim korkusuyla ayrılmasaydı bu kehanet gerçekleşmeyecekti belki de.
·
1 plus 1
·62 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.