Gönderi
Muhteşem..
Kitap "Style" lakabına sahip Neil Strauss'un kadın avcıları topluluğu ile tanışmasını ve kendisini bir kadın avcısı olarak yetiştirmesini konu alan otobiyografi. Style bunu yaparken en önemli kadın avcılarından olan Mystery (Erik Von Markovik), David DeAngelo, Ross Jeffries vd. tanışmıştır. Özellikle kendini geliştirmiş olması bende hayranlık uyandırmış oldu. Bir zamanlar beta iken hiç şüphesiz Neil Strauss'un yapmış oldukları midemin kaldıramayacağı türden şeyler olurdu diye düşünüyorum. Ama şuan sahip olduğum zihin yapısı sürekli öğrenmeye, bilgiye önyargılı yaklaşmamaya, toleranslı olmaya ve betalıktan kurtulmuş olarak alfalığı deneyimlemeye yönelmiştir. Ne yalan söyleyeyim, şimdiye kadar deneyimlemediğim bir zihin yapısına sahibim. Bir zamanlar olmasını istediğim bir kişiliği deneyimliyorum. Bu da kendimi harika hissetmeme neden oluyor..
Neil Strauss'un en sevdiğim yanlarından biri kendine karşı dürüst olması ve kendini objektif olarak değerlendire bilmesi. Bunu kitabın ön bölümlerinden birinde şu şekilde açıklıyor: "Hiç de çekici değilimdir aslında. Burnum yüzüme oranla son derece büyük; kanca gibi olmasa ortasında bir çıkıntı var. Kel değilim ama, saçlarımın sadece inceldiğini söylemek de yalan olurdu. Kafamın üstünde ibiğe benzeyen, Rogaine etkisinde büyüyen tüyler var. Gözlerim küçük ve boncuk gibi olmalarına rağmen, canlı bir parlaklıkları var; ama bu maalesef, gözlüğümün arkasına saklanan bir sır olarak kalıyor. Alnımın her iki tarafında da, yüzüme karakter kattığını düşündüğüm çıkıntılar var, ancak henüz kimsenin bu tür bir iltifatta bulunmadığını da belirtmeden edemeyeceğim."
Style hem dış görünüşünü değiştirmiş (ki bu benim de deneyimlediğim bir şey oldu. Sürekli spor yapıyorum ve hoş, kaslı bir vücuda sahibim) hem de zihin yapısına pratik ve teorik olarak katkı sağlamıştır. Bu yaptığı şeyler insanların ona bakışını ve yaklaşımını değiştirmiştir. Hayat gerçekten böyle, zira dış görünüşünüz ve beden diliniz insanlarda bırakmak istediğiniz izlenimi oluşturmaya katkı sağlayacaktır. Ve de ağzı laf yapan ve güzel konuşan biri iseniz katıldığınız ortamda kesinlikle fark yaratacaksınızdır. Bunları söylüyorum zira ben kendim bunları deneyimledim. İnsanlara kendinizi nasıl sunsanız onlar da sizi öyle görmeye başlayacaklardır. Sizi eskiden tanıyanlar büyük ihtimal yeni kimliğinizi bir nevi sahtekarlık olarak göreceklerdir, zira siz onların alışmış olduğu "Siz"e ve onların zihnindeki varlığınıza tamamen zıt olarak davranıyorsunuzdur. Ama sonunda onlar da buna alışmaya başlayacaklardır. Eğer ki aldığınız ilk negatif tepkide geri dönüş yapmazsanız ve yeni kimliğinizi özümserseniz, o zaman sizi eskiden tanımış insanlar sizin yeni kimliğinize alışacak ve onu kabul edeceklerdir. En iyi halinizi yine de yeni tanışdığınız insanlara sunmak daha güzel bence, zira onlar sizi eskiden tanımadıkları için sizin göstermiş olduğunuz kimliğinizi sizin daimi gerçekliğiniz olarak kabul edeceklerdir. Nel Strauss da böyle yapmış. Kendini yeniden inşa etmiş ve popüler olmuş ama popülaritesi yeni kimliğinin eseri olduğu için ve de onunla ilk defa tanışan insanlar onun gelişmiş bir versiyonu ile karşılaşmış oldukları için "Oyun" kitabının müstakbel yazarı bir Neil Strauss ile karşılaşmışlar. Birçok kimseye kesinlikle garip gelecektir ama kendinizi geliştirmeniz ve daha iyi hale getirmeniz kendinizi daha iyi hissetmenize, daha iyi şeyleri deneyimlemenize, kendinize güveninizin artmasına ve insanlarla daha iyi iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır. Bütün bunlar geçmişinizi unutmak anlamına gelmez, bilakis geçmişinizle barışık olmak ve bendinizi dürüst şekilde değerlendirmek anlamına gelir. Mutlaka acı çekmiş olacakısınız, zaten değişme ve daha iyi halinize dönme isteğinin nedeni de acı çekmiş olmanın sonucudur aslında..
Bu kitabı bir insanın kendisini nasıl daha iyi hale getire bileceğini okumak isteyenlere tavsiye ederim.
·
83 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.