Gönderi

Yaptığınız işten hiç sıkılmamak mümkün mü?
Bir iki yıl kadar önce Avustralya’da Sidney Limanı’nın ortasındaki Liman Köprüsü Tırmanma Yolunda bazı eski dostlarımla karşılaştım. Bir sürü geçit, koridor ve dik merdivenden geçerek Sidney Liman Köprüsü’nün tepesine ulaşan dört saatlik bir tırmanma yoludur bu. Elbette harikulade bir manzarası vardır. Bütün binaları, bütün çatıların tepesini, geçen bütün gemileri görürsünüz. Bir Sidneyli olarak bu tür şeyleri pek ender yaparım, bana biraz turist işi gibi gelir; ama o öğleden sonrasını hiç unutmayacağım. Şehri bu kadar yukarıdan ilk kez gördüğümden değil (çünkü bir türlü sonu gelmeyen denizaşırı uçak yolculuklarımda hep görürüm bu manzarayı), rehberimizden ötürü. Rehberimizin adı Adam’dı ve son derece ilham verici biriydi. Zirveye ulaştığımızda kendisine şöyle bir soru yönelttim: Aynı şeyi yıllardır devamlı yaptığı halde, motivasyonunu ve ilgisini nasıl koruyabiliyordu? Sırrı neydi? Nasıl oluyor da bunalmıyor, canından bezmiyor, katlanmaya devam edebiliyordu? Adam bana Sidney Liman Köprüsü Tırmanma Yolunda çalışan bütün görevlilerin dört aylık bir eğitim programına tabi tutulduğunu anlattı. Birinci ay öykü anlatma, yani son derece farklı kültürlere ve geçmişlere sahip insanların ilginç bulacağı mesajlar aktarma eğitimi alıyorlarmış. Aynı zamanda insanların isimlerini akılda tutmayı da öğretiyorlarmış—bunu iki dakikadan kısa süre içinde başaracak duruma gelmişler. İkinci ayda tırmananların panik ataklarıyla nasıl başa çıkabilecekleri öğretiliyormuş. Gerçekten de köprünün zirvesi sudan o kadar yüksekte, merdivenler o kadar kıvrımlı, koridorlar öylesine dar ki, anksiyeteye yatkınlığınız varsa, burası kalbinizin dört nala atacağı bir yer. Araya girdim: “Öyleyse, son iki ayda da Sidney’in ve Liman Köprüsü’nün tarihini öğreniyorsunuz, değil mi?” Hayır, diye karşılık verdi Adam. Eğitime katılan rehberlerden üçüncü aylarını kendileri bizzat araştırma yaparak, bu 75 yıllık köprüye emeği geçmiş ve o anda çalışmakta olan boyacı, teknik eleman gibi kişilerle, hatta köprünün yapımında görev almış insanların akrabalarıyla görüşerek geçirmeleri isteniyormuş. Neden? Çünkü rehberlerin bayatlamış bir tarih öyküsünü ezberleyip papağan gibi tekrarlamayı öğrenmek yerine, kendi öykülerini oluşturup anlatmaları tercih ediliyormuş. “Kendimi bu kadar motive hissetmemin nedeni bu” diyor Adam. Yaptığı işten hiç sıkılmamasının nedeni buymuş: Öykülerinin kendisine ait olması.
Sayfa 179 - Optimist Kitap, (çev. Ümit Şensoy), 2019.
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.