Gönderi

430 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Nietzsche ile terapi
Nietzsche’ye sarılmak istettiren ve okumaya başladığımda herkesin “Çok seveceksin!” dediği o kitap… Başlarken acaba çok abartılmış bir kitap mı diye tereddüt etsem de okurken ve okuduktan sonra da böyle düşünenlerin hiç de yanılmadıklarını ve gerçekten hak ettiği değeri bulduğunu düşündüğüm nadir romanlardan biri oldu bu kitap. Üstelik okumak için de Nietzsche’nin tüm çalışmalarına hâkim olmayı gerektirmiyor, sadece kulak dolgunluğu ile edindiğiniz bilgiler bile okuyup sevmek için yeterli kalıyor. Yoruma böyle başlamamın sebebi Nietzsche’nin çokça dilden dile dolaştığı halde okumaya gelince çoğu kişinin daha yolun başındayken zorlanıp dönmesi… Ama merak etmeyin böyle bir süreçten geçtiyseniz de okurken keyif alabileceğiniz bir kitap çünkü hem yazarı bir psikiyatr (felsefeci gibi sizi zorlamayacak) ve çoğunlukla romanda hikayenin psikolojik kısmı ile ilgilenmiş hem de Nietzsche’nin daha yıldızının parlamadığı ve az eserinin basıldığı ilk zamanları olduğu için onu anlamanın kolay olduğu zamanlardayız. Dolayısıyla Yalom’un sizi alıntılara da boğmayan hatta her detayı kurguya çok dikkatli bir şekilde yerleştirmeye çalışan bir anlatımı var. Dediğim gibi yazarı “her hastanın hikayesinin biricik olduğuna, her biri için farklı terapi uygulamak gerektiğine inanan” bir psikiyatr: Irvin D. Yalom. Bu romanında ise bu tekniğin bir örneğini Nietzsche üzerinden anlatırken kendi hayatına dair izleri de kurguyla birleştirerek çok iyi bir iş çıkarmış. Üstelik sürükleyici bir anlatıma bir de oldukça popular bir üçgen olan “Freud- Salome ve Nietzsche” ilişkisini de yerleştirince çokça okunup sevilmesi için hiçbir detayı atlanmamış gibi duruyor. Hikâyeye gelirsek; pek çok önemli kişinin doktorluğunu yapan Dr. Breuer’ın kapısını bir gün Nietzsche konusunda kendisini suçlu hisseden genç ve alımlı bir kadın olan Lou Salome çalar. Ona yardım etmesi için adeta diretir. Başta Salome’yi belki bir kez daha görmek için yardım eder gibi görünse de Breuer zamanla hiç tahmin etmediği bir hale düşer, kendisine yardım etmeye çalışan bir doktora dönüşür. Nietzsche’nin yaşama bakışının ve yaşadıklarının biricikliğinin farkında olan, daha önce de yazılarını okumuş olan Breuer, onu tedavi etmek için Freud ile çokça konuştukları farklı bir yöntemi denemek ister. Bir nevi Nietzsche’yi kandırarak tedavi etmek için çıktığı bu yolda, bir anda karşısındaki zekanın alt etmesiyle tüm düşüncelerini, yaşadıklarını ve şeytani yönünü ortaya dökmüş bulur kendisini. Kitabın büyük bir kısmı da bu uzun süren konuşma terapileri ve düşünce tartışmaları ile devam eder… Gerek seçtiği karakterlerle gerekse kullandığı dil ve anlatımıyla, Yalom’un çok sürükleyici bir roman yazdığını düşünüyorum. Biyografik ve otobiyografik detayların da bulunması ise benim gönlümü çalan diğer özelliklerinden. Nietzsche gibi yazmak, düşünmek ve konuşmak konusunda da ne kadar çalıştığını ise anlamamak elde değil çünkü hem çalışmalarını hem de üslubunu ayrı çalışıp buna göre size bir Nietzsche karakteri yaratmış yazar. Ben üretilen bu karakteri gerçekten çok ama çok sevdim çünkü çok sert ve çılgınca fikirleri olan Nietzsche ‘nin de eninde sonunda bir insan olduğunu, duygusal ihtiyaçlarının olduğunu ve yalnızlıktan acı çektiğini unutmamak gerek. Bu insani yönünü görmek beni çok etkiledi ve bir o kadar de üzdü hatta sarılma isteği uyandırdı okudukça. Eğer Nietzsche’ye çok hâkim biri iseniz sıkılma ihtimalinizin olabileceği bir kitap çünkü gerçekten “kurgu ya burası!” dediğiniz çok nokta oluyor ama onun dışında okurken kesinlikle keyif alacağınız hatta kimi yerlerde ağlama hissi uyandıran bir kitap. Ayrıca okurken de yanınızda mutlaka bir kalem bulundurun çünkü çoookça altını çizeceğiniz satırlar olacak.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202353bin okunma
·
238 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.