Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

48 syf.
·
Puan vermedi
Kendime notlardır. Bu yüzden karışık ve hızlı oluşturulmuştur. Ana tema ölüm ve hayal olabilir. Hayallerin aya düşmesi ve onları tasnifleyip saklayan bir adam. Hayalleri somutlaştırmışlar ve hayallere çok değer vermişler. Sanki bir konuda görevli bir melek gibi adam. Bir ara gizemli bir odadan bahsediyor, merak uyandırıyor. Çok sonraları gizemli odanın sırrını öğreniyoruz. Adamın günlük yaşamına şahit oluyoruz. Anlatıma az sayıda kelimelerle başlıyor, sonra kısa cümleler ve ardından daha uzun anlatımlar. Heyecan uyandırmak için sorular sorarak başlıyor. Bir an hayallerin kime ait olduğuna dair minik bir anlatım görüyoruz. Ardından beklenmedik bir misafir geliyor. Bu yeni bir şey ve adam ondan çeşitli yollarla kurtulmaya çalışıyor. Değişim korkutucudur bazen. Zamanla etrafında gezinen kızın aslında o kadar da korkunç olmadığını aksine tatlı olduğunu görüp ona bildiklerini öğretiyor. Kızın öğrenme sürecini izledik. Önce yaşlı adamı izledi, sonra fikirleri topladı, pozitiflerle negatifleri ayırdı. En son yaşlı adam hastalandığından, onun yaptığı en önemli işi yapması gerekti ve kız cesaretle onu yapabildi. Çünkü önceki işleri tecrübe etmiş, yetişmişti. Yaşlı adam, insanların hayal kurmaya vakitleri olmamasına üzülüyor. Yaşlı adam, gizli odasında saatlerce vakit geçirince kız meraklanır. “Ancak arkadaşına saygı duyardı. Sonuçta herkesin sırları olabilirdi.” Burada açıktan bir öğreticilik var mı? Adam hastalandıktan üç hafta sonra bir sabah daha iyi hissedip kızı gizli odasına götürdü. Yaptığı roketi gösterip ayrılık vaktinin geldiğini söyledi. Nereye sorusuna şöyle cevap verdi: -Bilmediğim bir yere. Yeni maceralar yaşamak için hazırım. Yeryüzü ya da dünya. Belki düş dünyası… Şapkasını kızın kafasına geçirdi. Artık görevin kızda olduğu anlamına gelen somutlaştırma. “Artık görev onda.” demesine gerek bile yok bence. Yaşlı adam sonsuzluğa ve ötesine uçtu. Biz bu hikayenin bir hayal ürünü olduğunu okurken anlıyoruz. Fakat metnin sonu şöyle bitiyor: “Anlayacağınız geceleri aya hayranlıkla bakarken bilin ki orada büyük bir tabure ile çıkılan tuhaf bir kulübenin önünde küçük bir kız var. İçiniz rahat olsun. Hayallerinize, anılarınıza ve dileklerinize o göz kulak oluyor. Kim bilir belki de bir sonrakinde görevi siz devralırsınız.” Böyle bitmesi neden? Hikaye gerçeklik kattı ve okuyucuyu da hikayenin içine dahil etti. Ben de bir gün hayal toplayıcı olabilirim. Bu dünyadan gidebilirim ve başka bir dünyada başka bir görevim olabilir, dedirtti. Bir yandan da içime şöyle bir his geliyor: Bu gerçek değil. Hayal ile gerçeği ayırt etmeyi çocuk için zorlaştırır mı?
Ay’daki Kulübe
Ay’daki KulübeCharlotte Belliere · Çikitap Yayınevi · 20236 okunma
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.