Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Yaşamakla yaşamamak arasında hiçbir fark kalmadığında, özgürlüğüne kavuşur insan." 19.yüzyılın ikinci yarısındayız. Dostoyevski intihar olgusunun en derin roman karakteri olan Kirilov'u yaratır. Öyle ki, Albert Camus bile bu derinlikten o kadar fazla etkilenir ki bununla ilgili bir tiyatro oyunu sergiler. "Yangın zihinlerde, evlerin çatılarında değil." der Kirilov. Ve devam eder: Tanrı varsa, bütün irade onun elinde demektir ve ben de iradeye boyun eğmek zorundayım. Ama yoksa, her şey benim elimde demektir ve ben de özgür irademi ortaya koymak zorundayım. Benim için Tanrı'nın yokluğundan daha yüce bir fikir yoktur. Tüm insanlık bunun kanıtıdır. İnsanoğlu kendini öldürmeden yaşayabilmek için icat etti Tanrı'yı, sonra bu gerçek unutuluncaicat edilen silah mucidine doğru çevrildi. Tarihte Tanrı'yı icat etmeyi reddeden bir tek benim. Kirilov Tanrı'nın gerekli olduğunu, varolması gerektiğini sezer. Ama varolmadığını ve varolamayacağını bilir. "Bunun kendimizi öldürmemiz için yeterli bir neden olduğunu nasıl anlamıyorsun?" diye haykırır. Bu onun "tutsak edilemeyeceğini" kanıtlama biçimidir. Kirilov 'a göre Tanrı gereklidir. Tanrı'nın olması gerektiği ama varolmadığı gerçeği, Kirilov'u metafizik alemde incitir. Yaşamak önemsizdir artık onun için.İşte tezat da burada başlar. Kirilov intihar ederek ölüm korkusunu ve Tanrı'yı alt eder. Fakat Tanrı'dan geriye kalan boşluğa bir şeyin geçmesi gerekir. İşte bu yüzden, Kirilov istediğini tam olarak başarabilmek için, bir mucize gerçekleştirmelidir;Kendisini iki kez öldürmelidir. Kirilov'un hakkı var. Kendini öldürmek özgürlüğünü kanıtlamaktır. Kirilov tümüyle hakiki kalabilmek için kendini öldürmek zorunda olanlardan biridir. Varoluş yalancı ve durasızdır. Stavrogin: Öbür dünyadaki durasız yaşama inanıyor musunuz? Kirilov: Hayır, ama bu dünyadaki durasız yaşama inanıyorum. İntihar etmeden önce Kirilov insanların acısı kadar eski bir söz söyler: "Her şey iyidir ve ben mutsuzum, çünkü özgürlüğümü kesinlemek zorundayım." Yazgının bir kaba güldürü, gezegenin bir yalan, tüm hayatın ise şeytani bir vodvil olduğunu Dostoyevski'nin Kirilov'u yeterince hatırlatmıyor mu bize?
·
526 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.