Gönderi

bazen instagram hesabımdan bazen vsco dan mesajlar alıyorum çok güzel fotoğraflar çekiyorsun, insanları çok güzel çekiyosun, çok güzel editliyorsun diye. ama son zamanlarda bir soru aldım soruda " fotoğraf çekmeye değil ama fotoğraflara ilgini ne zaman keşfettin " diye. ben hep fotoğrafa ilgimi üniversite 2. sınıfta keşfettiğimi düşünmüştüm ama yanılmışım. sonra biraz zamanda geriye gittim. ve yine gariptir ki bir fotoğraf karesi gibi gözümde bir an canlandı. ben küçükken oturduğumuz bir gecekondu vardı ve yazları ailecek duvarları kireçle boyanan evi boyardık. belki de ailecek yaptığımız tek aktiviteydi. ben küçük olduğum için sadece anneme ayak bağı oluyordum :d. ev zaten 1+1 di. ve büyük bir bahçemiz vardı bu nedenle eşyalar kireç olmasın diye bahçeye çıkarırlardı. bir yaz tüm eşyalar bahçeye çıkmış. ev boyanacak herkes telaşlı. bahçeye konulmuş annemlerin karyolasının üzerinde bir albüm. evde var olduğunu bilmediğim ilk defa gördüğüm ve görünce şok geçirdiğim. büyük bir kare şeklinde. telli. içi fotoğraf dolu. minicik ellerimle o zaman kucağıma bile büyük gelen fotoğraf albümünü incelemeye başladım. karyola ceviz ağacının altında duruyordu. her yer yemyeşildi. sabah erkenden işlere başlanıldığı için güneş vardı ama serindi. albümün ilk başlarında hâlâ olduğu gibi babamın askerlik fotoğrafları var. çalıştığı yerlerden, iş arkadaşları ile olan. arkalarında da tarih vs. yazıyor. o kadar garip bir histi ki hâlâ hatırlıyorum. fotoğrfları muhafaza eden poşetin içinden çıkarmak isterdim. çünkü çok yakından bakmak istiyordum. annemle babamın nikah fotoğrafları, ablamın küçüklüğü. hatta benim bile fotoğraflarım vardı. o gün belki de saatlerce o fotoğrafları incelemiştim. hatta sebebini bilmediğim şekilde içlerinden birkaç fotoğrafı almıştım. ama sonra kayboldular benim yüzümden. annem hâlâ kızar :d. o günden bu yaşıma kadar o albümü hâlâ ara sıra açar bakarım. her baktığımda o bahçeye, camları açık evden gelen annemlerin sesini, o kireç kokusunu, ceviz ağacını, serin yaz sabahı ayaklarıma geçirdiğim terliğin ayaklarımı üşüttüğünü. fotoğraf albümünü keşfettikten sonra annemlere götürüp bir ton soru sorduğumu. :") o ev benim her şeyimdi. kendimi keşfettiğim tek yerdi. o ev hâlâ duruyor olsaydı sürekli ziyaret ederdim. bazen çok kötü olduğumda benim bile farkında olmadığım şekilde zihnim o eve gidiyor. o bahçeye. merdivenlerini koşarak indiğim yere. günbatımının en güzel ve en açık şekilde göründüğü ( o zamanlar bina yoktu o semtte o kadar ) annemin ben tezgahına oturttuğu mutfağa. o kadar uzun uzun anlatabilirim ki o evi. her bir anı fotoğraf karesi gibi aklımda. bu yüzden ileride dönüp bakmak istediğim bir albümüm olsun diye fotoğraf çekmeyi seviyorum.
·
2 plus 1
·
1,541 views
Osman Dereli okurunun profil resmi
İnsan geçmişi ile var oluyor derler ya.. Bazı insanlar da geçmişlerini bir film şeridi gibi hafızalarında taşır. O şerit en olmadık anlarda karısına çıkar insanın ve gülümsetir anlık.. Yazdığınız yazıyı okurken ben de sanki o evde yaşamış gibi hissettim ve bi gülümseme oluştu yüzümde. Var olun. ☺️☺️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.